I
Iskefiyeli18
Ziyaretçi
Bugün 3 Temmuz.
Unutursak kalbimiz kurusun.
Asla değişmeyecek gerçek;
2010-2011 SEZONU ŞAMPİYONU TRABZONSPOR'DUR!
Bu yolda ilerleyeceğiz, durmayacağız ve susmayacağız!
Allah adaletli olmayı emretti!
Bugün; tarih boyunca kavga edenlerin, siyasilerin, yöneticilerin Trabzonspor'un emeğinin verilmemesi için birleştiği gün. #3TemmuzuUnutmadık
Emeğin değersizliğini, yoksayılmayı, ihaneti gördük. Satıldık, azaldık ama tükenmedi isyanımız! #3TemmuzuUnutmadık
"Kupamızı vermezler" diyerek yolunu bulanlar, saf değiştirenler, ihanet edenler gördük; azaldık ama büyüdü öfkemiz. #3TemmuzuUnutmadık
"Bizi yine şampiyon yapmayacaklar hanım" dedikten sonra aramızdan ayrılan Mustafa Çelik'i gördük; büyüdü isyanımız. #3TemmuzuUnutmadık
Protesto amacıyla hazırladığımız pankartları açmamızı engellemeye çalışan yöneticiler gördük. #3TemmuzuUnutmadık
Bugün biraraya gelip hükümet dahi kuramayanların büyük bir hırsızlığı aklamak için çıkardıkları yasaları gördük. #3TemmuzuUnutmadık
Şikenin legal hale getirildiği ülkeyi, vicdansızlığı gördük; Avrupa'ya, dünyaya sorduk.
Yeniden yargılama için söz verenleri, hırsıza desteğini hiç esirgemeyenleri gördük. #3TemmuzuUnutmadık
"Cezası yok nasılsa şike yap kanarya" derken utanırlar belki dedik "Radarı bir bize tuttular" diyen utanmazlar gördük.
"Şampiyonlukların sahada kazanılmadığını öğrendim" diyenlerin tarlalarını, yeşeren ekinleri gördük. #3TemmuzuUnutmadık
#3TemmuzuUnutmadık Yalanları, yasaları, aklayanları, koruyanları, ihanetleri unutmadık, unutturmayız!
#3TemmuzuUnutmadık !
3 Temmuz 2011 gününde öyle büyük bir kıyamet koptu ki Türk Futbolu'nda, nice şampiyonlukların, kupaların ve büyük zaferlerin evvelinde hatırlanan, hatta hafızalara kazınan bir zaman dilimi oldu tarih sayfalarında.
Çalındığı sayfa sayfa, belge belge, tape tape, görsel ve fiziki delillerle defalarca kez ispatlandığı halde, yurt içinde ve yurt dışında bütün mahkemelerin ''şike vardır'' dediği, cezalar dağıttığı sürece rağmen o şampiyonluk Trabzonspor'a verilmedi. Zira hırsız büyük ve heybetliydi. Hırsızın arkasında dev gibi bir siyasi güç, medya gücü, muhteşem bir finansman desteği vardı. Türkiye'de üzeri örtülen şike, Avrupa mecrasında ise birçok takıma verilen cezalar ile yankı buldu. UEFA ve FIFA'dan ise halen şikeye karışmış kişilere verilecek cezalar bekleniyor.
''Penaltılar irdelenmeli'' ile başlayıp, ''radara yakalandık'' ile biten ''kocaman'' sözlerle birlikte, ''Ne yaptıysam Fenerbahçe için yaptım'', ''Herkes ne kadar temizse ben de o kadar temizim'' gibi ''aziz'' sözlerle de muhattap olduk. Kimi zaman itirafa varan beyanatlara rağmen, Kulüpler Birliği ''Fenerbahçe olmazsa ne yaparız?'' diyerek, Federasyon ise siyasetten aldığı talimatlar doğrultusunda şike muhattaplarına ''Hayır lütfen ısrar etmeyin, siz şike yapmadınız!'' dedi.
Büyük bir tanıtımla gelen 6222 numaralı sporda şiddet yasasını, bugün hükümet bile kuramayan siyasilerin ''tek kuvvet haline gelip'' bir gecede nasıl değiştirdiğine, siyaset tarafından atanan federasyon başkanının yine bir gecede 58. maddeyle ''oynadığına'' şahitlik ettik. ''Sahaya yansımadı'' masalı dün gibi hafızalaramızda...
Trabzonspor ise süreç boyunca ''fırça yemekle'' meşguldu. ''Şampiyonlar Ligi'ne gittiniz ya işte, susun artık!'' dendi, ''Trabzonspor 2011'e takılı kaldı'' dendi. Hatta daha da ileri giden sözümona futbol romantikleri tarafından ''Trabzon Şehri Türkiye'nin İsrail'i'' ilan edildi. Ne de olsa ''yavuz hırsız ev sahibinden baskın çıkar''!
Pankartlarla, bestelerle, yürüyüşlerle, eylemlerle sesimizi duyurmaya çalıştık bu süreçte. 4 değil 40 yıl da geçse, 3 Temmuz 2011'de olan biteni hiçbir zaman unutmayacağız. Trabzonspor üzerinden Trabzon Şehri'ne yapılan ''ötekileştirme'' operasyonu her zaman hatırımızda olacak.
2010 - 2011 Şampiyonu Trabzonspor
VİRA
Unutursak kalbimiz kurusun.
Asla değişmeyecek gerçek;
2010-2011 SEZONU ŞAMPİYONU TRABZONSPOR'DUR!
Bu yolda ilerleyeceğiz, durmayacağız ve susmayacağız!
Allah adaletli olmayı emretti!
Bugün; tarih boyunca kavga edenlerin, siyasilerin, yöneticilerin Trabzonspor'un emeğinin verilmemesi için birleştiği gün. #3TemmuzuUnutmadık
Emeğin değersizliğini, yoksayılmayı, ihaneti gördük. Satıldık, azaldık ama tükenmedi isyanımız! #3TemmuzuUnutmadık
"Kupamızı vermezler" diyerek yolunu bulanlar, saf değiştirenler, ihanet edenler gördük; azaldık ama büyüdü öfkemiz. #3TemmuzuUnutmadık
"Bizi yine şampiyon yapmayacaklar hanım" dedikten sonra aramızdan ayrılan Mustafa Çelik'i gördük; büyüdü isyanımız. #3TemmuzuUnutmadık
Protesto amacıyla hazırladığımız pankartları açmamızı engellemeye çalışan yöneticiler gördük. #3TemmuzuUnutmadık
Bugün biraraya gelip hükümet dahi kuramayanların büyük bir hırsızlığı aklamak için çıkardıkları yasaları gördük. #3TemmuzuUnutmadık
Şikenin legal hale getirildiği ülkeyi, vicdansızlığı gördük; Avrupa'ya, dünyaya sorduk.
Yeniden yargılama için söz verenleri, hırsıza desteğini hiç esirgemeyenleri gördük. #3TemmuzuUnutmadık
"Cezası yok nasılsa şike yap kanarya" derken utanırlar belki dedik "Radarı bir bize tuttular" diyen utanmazlar gördük.
"Şampiyonlukların sahada kazanılmadığını öğrendim" diyenlerin tarlalarını, yeşeren ekinleri gördük. #3TemmuzuUnutmadık
#3TemmuzuUnutmadık Yalanları, yasaları, aklayanları, koruyanları, ihanetleri unutmadık, unutturmayız!
#3TemmuzuUnutmadık !
3 Temmuz 2011 gününde öyle büyük bir kıyamet koptu ki Türk Futbolu'nda, nice şampiyonlukların, kupaların ve büyük zaferlerin evvelinde hatırlanan, hatta hafızalara kazınan bir zaman dilimi oldu tarih sayfalarında.
Çalındığı sayfa sayfa, belge belge, tape tape, görsel ve fiziki delillerle defalarca kez ispatlandığı halde, yurt içinde ve yurt dışında bütün mahkemelerin ''şike vardır'' dediği, cezalar dağıttığı sürece rağmen o şampiyonluk Trabzonspor'a verilmedi. Zira hırsız büyük ve heybetliydi. Hırsızın arkasında dev gibi bir siyasi güç, medya gücü, muhteşem bir finansman desteği vardı. Türkiye'de üzeri örtülen şike, Avrupa mecrasında ise birçok takıma verilen cezalar ile yankı buldu. UEFA ve FIFA'dan ise halen şikeye karışmış kişilere verilecek cezalar bekleniyor.
''Penaltılar irdelenmeli'' ile başlayıp, ''radara yakalandık'' ile biten ''kocaman'' sözlerle birlikte, ''Ne yaptıysam Fenerbahçe için yaptım'', ''Herkes ne kadar temizse ben de o kadar temizim'' gibi ''aziz'' sözlerle de muhattap olduk. Kimi zaman itirafa varan beyanatlara rağmen, Kulüpler Birliği ''Fenerbahçe olmazsa ne yaparız?'' diyerek, Federasyon ise siyasetten aldığı talimatlar doğrultusunda şike muhattaplarına ''Hayır lütfen ısrar etmeyin, siz şike yapmadınız!'' dedi.
Büyük bir tanıtımla gelen 6222 numaralı sporda şiddet yasasını, bugün hükümet bile kuramayan siyasilerin ''tek kuvvet haline gelip'' bir gecede nasıl değiştirdiğine, siyaset tarafından atanan federasyon başkanının yine bir gecede 58. maddeyle ''oynadığına'' şahitlik ettik. ''Sahaya yansımadı'' masalı dün gibi hafızalaramızda...
Trabzonspor ise süreç boyunca ''fırça yemekle'' meşguldu. ''Şampiyonlar Ligi'ne gittiniz ya işte, susun artık!'' dendi, ''Trabzonspor 2011'e takılı kaldı'' dendi. Hatta daha da ileri giden sözümona futbol romantikleri tarafından ''Trabzon Şehri Türkiye'nin İsrail'i'' ilan edildi. Ne de olsa ''yavuz hırsız ev sahibinden baskın çıkar''!
Pankartlarla, bestelerle, yürüyüşlerle, eylemlerle sesimizi duyurmaya çalıştık bu süreçte. 4 değil 40 yıl da geçse, 3 Temmuz 2011'de olan biteni hiçbir zaman unutmayacağız. Trabzonspor üzerinden Trabzon Şehri'ne yapılan ''ötekileştirme'' operasyonu her zaman hatırımızda olacak.
2010 - 2011 Şampiyonu Trabzonspor
VİRA
Son düzenleme: