Detroit: Become Human İncelemesi

BYTH

300 tracks in my Adidas track jacket
Emekli
Mesajlar
608
En iyi cevaplar
17
Beğeniler
980
Puanları
1,670
detroit.png

Sony bu yılı God of War gibi bir isimle açtı ve hepimizin ağzı açık kaldı. Ve bu sadece başlangıçtı. Sony'nin bu yıl çıkaracağı büyük toplar daha bitmemişti.

God of War üzerinden bir ay geçti ve bir büyük özel oyun daha piyasaya sürüldü, peki Quantic Dream bu oyununda nasıl bir iş çıkarmış?

banner.png


GİRMEDEN ÖNCE
İncelemede bol bol spoiler var, eğer oyunu oynamadıysanız KESİNLİKLE okumayın, böyle bir oyunu kesinlikle kendiniz deneyimleyin.

banner.png


- Detroit: Become Human İncelemesi -

Bu oyun için niyeyse öyle böyle bir heyecan beslemiyordum. İnsanlar God of War diye gezinirken ben Detroit'in piyasaya sürülmesini bekliyordum. Oyun o kadar iyi gözüküyordu ki hani heyecanlanmamak elde değildi. Oyun ile alakalı her detay beni heyecanlandırıyordu -sadece oyunun kapak tasarımı görücüye çıkınca fazlasıyla hayal kırıklığına uğradım-. Ön sipariş tuşuna bastım ve oyunun çıkışı olan 25 Mayıs'ı iple çektim ve... oyun 25 Mayıs gecesinde direk olarak sona erdi. Oyun beni öyle böyle tatmin etmemişti. Sanki başka oynayacağım başka bir oyun bu hissiyatı yaşatamayacaktı -çoğu hala yaşatamıyor-. Benim Detroiy Hype'ıma oyunu önceden hiç duymamış kişiler de katılınca ayrı bir tatmin olma duygusu yaşadığımı söyleyebilirim.

- Hikaye ve Görevler -

Bu oyunun hikayesini anlatmak zor çünkü her seçim -çoğu seçim- oyunun gidişatını etkiliyor. Bir seçim bir karakterle olan ilişkinizi etkiliyor, o karakter oyunun ilerisinde başka seçimleri tetikliyor, o seçimler oyunun sonunu etkiliyor. Yani hikayeyi siz şekillendiriyorsunuz ancak oyunun genel olayına bir göz atalım.

Ben hikayeyi benim 5 oynanışımın ilkinde olduğu gibi anlatacağım. Yani incelemeyi oynamadan okusanız bile oyunu neredeyse tamamen farklı bir şekilde bitirebilirsiniz.

CyberLife insanların hayatını fazlaca kolaylaştıran Android'ler üretmiştir ve neredeyse her evde bir adet Android vardır. Android'ler kendilerine her emredileni yapmaktadır, itaatkarlardır ve bunları yaparken hiçbir şekilde yorulmuyorlardır, insanların tersi kısaca. Ancak Andorid'lerin bir kısmı kendi bilinçlerini geliştirir ve efendilerine karşı gelmeye başlar. Aykırı olarak sınıflandırılan bu Android'ler ilk başlarda evlerden kaçma gibi olaylara karışır ancak bu sefer bir Android bir insanın hayatını tehdit etmektedir.

Detroit-Become-Human-Biggest-QD-launch.jpg


CyberLife tarafından bu olayı araştırmak için özel olarak geliştirilen RK800 modeline sahip Connor Android tarafından esir alınan bir kız çocuğunu kurtarmak ile görevlendirilir. Kendisinin daha üst bir modelle değiştirileceğini öğrenen Daniel isimli PL600 modeline sahip Android evin babasını vurur ve kız çocuğunu esir alır. İşini doğru bir şekilde yapan Connor, Danniel'ı ikna ederek kızı kurtarır ancak Daniel gözcüler tarafından vurularak öldürülür.

Eski taksi sürücüsü Todd Williams'ın herkes gibi bir Android'i vardır. Todd'un küçük kızının Kara ismini verdiği AX400 modelli ev servisi modeli "bir araba kazası" sonucu bozulmuştur ve tamire gönderilmiştir. Tamiri sonrasında hafızası silinen Kara, Todd tarafından teslim alınır ve eve götürülür.

Zamanın büyük ressamlarından olan Carl Manfred'de bir Android sahibidir. RK200 modeline sahip özel yapım olan bu Android'in adı Markus'dır. Markus, yaşı ve sakatlığı yüzünden kendi işlerini kendi halledemeyecek bir halde olan Carl'ın bakımını üstlenmektedir; Yemeğini hazırlamakta, tuvalete götürmekte, hareket ettirmektedir.

Carl'ın bir hayranı ile yaşanan ilişkisi sonucu doğan Leo adındaki bir çocuğu vardır ve Kızıl Buz adlı uyuşturucuya bağımlıdır. Uyuşturucu için babasından para dilenen Leo bir akşam babası ve bakıcısı Markus bir partideyken eve sızar. Hedefi resimleri çalıp satmaktır. Ancak Leo evdeyken ikili eve gelir ve planları bozar. Babasının kendisini tınlamaması sonucu ona kırgın ve kızgın olan Leo, Markus'a sataşır. Artık daha fazla hakareti kaldıramayacağına karar veren Markus tek bir tokatla Leo'yu yere yapıştırır. Bu sırada eve gelen polis, Markus'u vurur ve çöplüğe yollar.

Hizmet yapacağı eve dönen Kara güzel bir iş çıkarır ve Alice ile arasını yapmaya çalışır. Kara'ya ısınan Alice, odasında bulunan kutunun anahtarını verir. Kutuya açıp içine bakan Kara, kendisinin bir kaza sonucu değil, Todd'un kendisini kırması ile bozulduğunu ve Alice'e de şiddet uyguladığını öğrenir. Bir gün yemekte çıldıran Todd, Alice'i dövmeye çalışır ancak Kara, Todd'u vurarak Alice'i kurtarır. Evden hızla kaçan Kara ve Alice'in yeni hayatları başlar.

Andorid'lerin karıştıkları olaylar artıyordur ve bu işe el atılması lazımdır. Connor kendisine verilen emir doğrultusunda bu davada partneri olacak Hank'in içip içip sarhoş olduğu barı bulur ve kendisini tatlı dille kendisine yardım etmesi konusunda ikna eder. Gittikleri evde sahibini katleden bir Android'i yakalayan Connor kendisini hemen sorgulamaya başlar ancak Connor bir şekilde başarısız olur ve tek çaresi olan hafızaya girme tekniğini kullanır. Gereken bilgiler alınsa bile aykırı kurtulur ve önce Connor'ı sonra kendisini vurur.

Çöpte uyanan Markus'ın parçalanmıştır ancak bu onun için bir engel değildir. Bacaklarını, gözünü, kulağını ve kalbini başka çöp olan Android'lerden toplar ve çöplükten kaçar. Kaçışı sırasında bir Android onun aklına Jericho adlı Android'lerin özgür bir şekilde yaşayabildiği bir yeri yükler ve Markus yeni evini bulmuş olur. Jericho tam anlamıyla yıkılıyordur ve içindeki Android'ler sefil bir şekilde yaşıyordur. Bu duruma sinirlenen Markus kendine bir ekip toplar ve yedek parçalar için CyberLife fabrikasına girer. Markus bir kamyon dolusu parça getirerek Jericho için yeni bir umut kaynağı olur.

Kara ve Alice kendilerine kalacak bir yerde bulmak zorundadırlar. Arayışları sırasında çöpleri toplayan bir Android, Kara'ya kendilerine yardım edebilecek birinin bir konum gösterir, ancak bu yer çok uzaktır ve bu gece varamayacakları açıktır. Kara, terk edilmiş bir eve sığınmaya karar verir ancak bu aslında terk edilmiş değildir ve evde Ralph adlı insanlar tarafından parçalandığı için sürekli diken üstünde olan bir Android yaşamaktadır. Ralph ilk başta davetsiz misafirlere sinirlense bile sonrasında onları severek evine davet eder.

detroit-become-human-quantic-dream.jpg


Connor vurulsa bile kendisi yeni bir modelle yer değiştirilmiştir ve ellerinde yeni bir olay vardır. Connor'ın tekrar dirilmesi ile şaşkına dönmüş olan Hank, Connor'ı yanına alarak sahibi öldüren bir Android'in peşine düşer.

Kara ve Alice tartışmalı geçen bir kahvaltı sırasında polislerin kendilerini aradığını öğrenir ve evden kaçarlar. Kaçışları başarılı olur ve önceki akşam Android tarafından öğrendikleri konuma doğru yol alırlar.

Connor başarısız olmuştur ancak bu bir son değildir. Apartmanlarında kaçak bir Android olduğunu söyleyen birinin ihbarı ile harekete geçen ikili eve gelir ve olay yerini inceler. Güvercinlere takıntısı olan ve onlara inanılmaz bir şekilde -harbiden inanılmaz olarak nitelendiriyor oyun bunu- değer veren Android'i bulan ve yakalamaya çalışan ikili bunu başaramaz hatta Hank düşme tehlikesi geçirirken kendisine yardım etmeyen Connor'a ateş püskürtür.

Android'in verdiği konuma giden Kara ve Alice, Zlatko ile tanışır. Zlatko kendisini Android'lere özgürlük dağıtan biri olarak tanıtır ama gerçek farklıdır. Zlatko'nun asıl amacı, kendisine gelen Android'lerin beynini yıkamak ve onları satmaktır, veya modifiye etmek. Aynısını Kara'ya da yapmaya çalışır ancak Kara aklını kullanır ve kendisini ve Zlatko'nun ucubeleştirdiği Android'leri kurtarır. Alice'i de kurtaran Kara evden kaçar ancak Zlatko arkalarından pompalıyla gelmektedir. Ancak bu bir problem değildir çünkü Kara-Alice ilişkisinden etkilenen uşak Luther, Zlatko'yu durdurur. Güvenli bir yere gitme isteği olan Kara ve Alice'e yardım edebileceğini söyleyen Luther onlara katılır ve onları Kanada'ya götürebilecek olan Rose'a doğru yolculuğa çıkarlar.

Android'ler ölüm saçmaya devam ediyordur ve Connor ile Hank ikilisine yeni bir iş çıkmıştır. Hank'i evinden almaya gelen Connor, Hank'i alkolden sarhoş olmuş bir şekilde bulur ve ayılmasına yardımcı olur ve hemen olay yerine ilerlerler.

Eden Club adındaki bir mekanda bir Android kendisine sert davranan bir insanı boğmuştur. Başka polisler bunun kalp krizi vakası olduğunu düşünse bile Connor bunun doğru olmadığını kanıtlar ve katili bulmaya çalışır. Katili bulan Connor ve Hank, aykırılar ile dövüşür. Sonunda kaçmaya yaklaşan aykırı sevgililer olayı anlatır ve kaçmaya çalışırlar. Silahı eline alıp onlara doğrultan Connor vicdanının sesiyle aykırılara ateş etmez.

detroit-become-human-22663-1531153546124-1531153721-9.jpeg


Markus'ın hedefi artık daha yükseklerdedir ve insanları Android'lerin şiddete uğraması konusunda bilgilendirmek istemektedir. Bu duyuruyu bir haber kanalının binasına sızarak yapacaktır. İlk önce normal bir insan gibi, sonrasına Android temizlikçi olarak binada hareket eden Markus, North, Simon ve Josh'un yardımıyla en üst kata çıkar. Yayın odasına sızan dörtlü barış ve eşitlik isteklerini insanlara aktarır ve kaçar. Ancak bu kaçış çok başarılı olamaz ve Simon vurulur. Kendilerinin konumunun açığa çıkabileceği gerçeği olsa bile ekip Simon'ı öldürmez ve üç kişi olarak binadan kaçarlar.

Kanal 16 binasına sızan ve duyurularını yapan bir grup aykırının haberini alan polisler koşa koşa binaya gider. Connor ve Hank'de bu olaya bakmaları için görevlendirilmiştir. Hank yetkililer ile konuşurken Connor olay yerini inceler. İncelemeleri sonucu odaya girmelerine yardımcı olan bir Android olduğunu keşfeden Connor çalışan Android'leri sorgular. Connor doğru kişiyi bulur ancak kaçmaya çalışması sonucu onu öldürmek zorunda kalır.

Kara, Alice ve Luther kendilerine yardım etmeleri umuduyla Rose ile tanışır. Rose onlara yardım edebileceğini söyleyerek Markus'a, Jericho'ya yönlendirir.

Markus, başarılı Kanal 16 operasyonundan sonra başka bir planla gelmiştir. Hedefi CyberLife mağazalarında tutulan tutsak Android'leri kurtarmaktır. Markus yine başarılı bir şekilde planını uygular ve tutsak Android kardeşlerini kurtarır. Sonrasında barışçıl yolları kullanarak diken üzerinde olan insanlara basın aracılığıyla bir mesaj gönderir.

detroit_0004_dbh_screen_markus_riot04_e32017.png


Connor ve Hank, Android'lerin babası, tanrısı olan Kamski ile konuşmaya gider. Kamski bir süre önce CyberLife'dan ayrılmıştır ve güzel evinde güzel Android'ler ile hayatını geçirmektedir ancak masum değildir. Kamski, Connor'ı denemek için önüne bir Android'i koyar ve öldürürse bildiği şeyleri ona anlatacağını söyler. İlk başlarda sadece görevi için yaşayan Connor, bir kez daha vicdanının sesini dinleyerek silahı teslim eder ve görevini ilerletebilecek bilgilere sahip olabilecekken yapay zeka eseri olan bir makinenin hayatını bağışlar.

Markus, insanlara mesaj vermek amacıyla grubunu alır ve sokağa çıkar. Yürüyüş yapan Markus başka Android'lerin de zihnini açarak özgürlük yürüyüşlerine katılması için ikna eder. Yürüyüşe engel olmak isteyen polis Android'lere ateş eder ancak Markus kararlıdır ve yerinden ayrılmayacaktır. Markus bu inadı sonucu vurulur ancak önceden kendisini kurtardığı bir Android kendini öne atar ve Markus'un geriye çekilmesine yardım eder.

Connor ve Hank görevlerinden alınmıştır ve artık bu davaya başka birileri bakacaktır ancak Connor hala Jericho'yu bulmak zorundadır. Delil odasına sızan Connor elindeki bilgileri ve Android'leri kullanarak Jericho'nun konumunu bulur.

Jericho'da herkes diken üzerindedir. Markus, hükümetin kendilerini yok etmek için kurduğu "Android Yok Etme Tesisi"ne gitmeyi planlamakta, Kara Alice'i bu cehennemden kurmaya çalışmakta, Connor'da Markus'ı öldürmeye çalışmaktadır. Ordu ise Jericho'ya saldırmayı planlamaktadır.

Ordu'nun saldırısı ile sarsılan Jericho'da olaylar karışır. Markus elinden geldiğince fazla Android'i gemiden çıkarmaya çalışır, Connor hedefini bulmaya çalışmaktadır ve Kara Alice'i kurtarmaya çalışmaktadır. Kayıplar çoğunlukta olsa bile kaçmayı başaranlar kaçar.

Markus olanlara rağmen insanların barış isteklerini kabul edeceğini ve şiddetin çözüm olmayacağını savunmaktadır ve kararını verir: Kamplara Yürüyüş.

Kara ve Alice, kaybettiklerini Luther'ın üzüntüsü yaşarken Kanada'ya gitme planlarını işlemeye devam etmektedirler.

Markus başarılı bir şekilde kampa varır ancak ordu onları vurmaya hazır bir şekilde bekliyordur. İnsanlığın tüm iğrençliğine rağmen Markus düzgün duruşunu bozmaz ve barışı benimsemeye devam eder ancak ordu barış marış anlamaz Markus ve grubuna saldırır.

Kara ve Alice, Kanada sınırına varır ancak geçiş için kontroller yapılmaktadır ve Android'ler yok edilmektedir. Kara, kendisi gibi Android olduğunu öğrendiği Alice'i korumak için kendisin feda eder ve vurulur. Alice, Kanada sınırından geçip yeni bir hayata başlamıştır ancak hayatından sevdiği biri daha eksilmiştir.

Connor, aykırılığa yaklaşmış bile olsa kendini toplar ve kendisinin makine olduğuna karar vererek görevine odaklanır. Connor, Markus'u öldürmek için bir çatıya silahı ile çıkar ancak Hank onu durdurmak istemektedir. Connor, Hank'i sevse bile, saygı duysa bile, zarar vermek istemese bile onla yüzleşmek zorunda olduğunu anlar. Hank, Connor tarafından güzelce dayak yer ancak Hank rahat durmaz ve Connor'ı çatıdan atmaya çalışır. Ancak Connor görevini yapmasını engelleyen Hank'i çatıdan atarak ölümüne neden olur.

Markus'un durumu köşeye çıkışmıştır. Yapacağı bir şeyin hayatı ve ölümü arasında gittiğini bilmektedir. Connor, bir adım öne atar ve "Dayan biraz daha" diyerek şarkıya başlar. Sonrasında diğer Android'ler de kendisine katılır ve güzel bir konser izleriz. Aykırıların bu davranışından etkilenen ABD Başkanı orduya geri çekilme emri verir.


Markus başarılı bir şekilde barışı sağlamıştır ancak Connor hala görevini bitirmekte kararlıdır. Markus, kurtardığı kardeşlerine güzel bir konuşma yaparken konuşmayı dinleyenler arasında olan Connor silahını çakar ve büyük lideri öldürür...

Off... Sonunda hikayeyi anlatabildim, ve kısalta kısalta. Şimdi 10 saatlik bir oyunun hikayesini anlatmak bu kadar sürüyorsa oyun sizce bu oyun hikayeye ne kadar önem gösteriyordu? Çok. İşte bu olay artık oyunlarda maalesef çok göremediğimiz bir şey.

Karakterlerden artık uzun uzun bahsetmek istemiyorum çünkü 1600 kelime ile hikayeyi özetledim.
Markus oyunda en sevdiğim karakter oldu. İlham verici kişiliği inanılmaz güzel hissettiriyor. Markus'a hayat veren Jesse Williams çok iyi bir iş çıkarmış bu oyunda.
Kara sevmiş olduğum bir karakter olsa bile oynanabilir üçlü arasında bana en sönük ve gereksiz olanı gibi geldi. Yani oyunda olmasa yokluğu hissedilmeyecek. Zaten oyunun başlarında karakteri öldürüp onsuz devam edebiliyorsunuz, ve eksikliği hissedilmiyor zaten. Ancak anne-kız ilişkisini inanılmaz güzel yansıtıyor Alice ile. Ancak Luther ile olan ilişkileri güzel anlatılamıyor.
Connor, üçlünün arasındaki en sevdiğim ikincisi. Kendisini değişik bir şekilde yönlendirmiş olsam bile çok ama çok iyi bir karakter olduğunu söylemem lazım. Özellikle Hank ile diyalogları çok hoş.
Hank kesinlikle çok başarılı yazılan karakterlerden biri, sert gibi görünen ancak içten içe acı çeken bu karaktere tanık olmak büyük bir zevkti.

Kısaca oyunun karakterleri, yan karakterler de dahil, genel olarak başarılı. Yani 1-2 "keşke şöyle olsaydı" dediğim noktalar oldu ancak bu haliyle gayet başarılı.

Sonuca gelirsek, hikaye ve karakterler baya iyi. David Cage bize çok iyi bir içerik sunuyor.

- Oynanış ve Mekanikler -
Bu oyun bir interaktif film, yani oynanış ön planda değil. Evet bir oynanış var kısıtlı olsa bile ancak oynanış bu oyunun ana amacı.

İlk önce oyunda seçimler yapıyorsunuz. Yani artık çoğu oyunda bu özellik var ancak o oyunların neredeyse tamamında yaptığınız seçimler HİÇBİR ŞEYİ etkilemiyor. Telltale bu özelliği öyle bir sömürdü ki artık bu oyun türüne olan açlığımız bitti nefretimiz başladı. 10 saat boyunca bana seçim yaptır ancak sonu her şekilde aynı. O zaman ben niye seçim yapıyorum arkadaşım, bir karakter farklı 2 cümle söylesin diye mi?!

Çok şükür bu oyunda seçimler gerçekten oyunun hikayesini etkiliyor ve adamlar farklı farklı sonlar hazırlamış. Yani seçimler gerçekten önemli ve Telltale oyunlarında yaşamadığınız bir şeyi yaşıyorsunuz: "Acaba bunu seçersem kötü şeyler olur mu?" hissi. Oyun çıkmadan önce en büyük endişem seçeneklerin hikayeyi etkiliyor olup olmamasıydı. Ve rahatlıkla söyleyebilirim bu oyunda seçimleriniz önemli. Ve adamlar bunu size göstermek için önceki oyunlarında yapmadıkları bir şeyi yaparak seçim ağacını önümüze sunmuşlar.

Yani seçim olayında bir eksik yok ancak tek üzgünlüğüm Quantic Dream'in ellerinde PlayLink gibi bir sistem varken onu kullanmayışı. Evet adamlar hiç düşünmemiş bile olabilir benim dediğim bir şey ancak düşünsenize bir arkadaşınız geldiğinde telefonlarınızı açıyorsunuz Detroit hikayenizi birlikte şekillendiriyorsunuz. Telltale'i çok sevmesem bile Crowd Play özelliği çok hoşuma gidiyor. Keşke birinin aklına gelseydi de böyle bir şey yapılsaydı.

detroit-become-human-intense-interactive-thriller-2.jpg


Onun dışında Android'lerin kendine özel özellikleri var. Örneğin alandaki nesneleri inceleyerek yeni bilgiler edinebiliyorlar, bir olayı çözebiliyorlar veya daha büyük bir olayı tamamlamak için kullanabiliyorlar. Örneğin Connor, cinayet sahnesini inceliyor. Kesinlikle hoş görevler ancak hiç zor değiller. Keşke biraz daha zorlayıcı mücadeleler oluşturabilselerdi, en azından oyunu daha çeşitli yapardı.

Onun dışında oynanış öğelerinden bahsetmeme gerek ancak çalışıyor bunu bilin yeter.

- Teknik Özellikler ve Grafikler (Orijinal PS4 Performansı) -

Grafiksel olarak bu oyun inanılmaz güzel. Her şey o kadar güzel duruyor ki, özellikle Quantic Dream'in gelecek temasını başarılı bir şekilde yansıtması ile oyun dudak uçuklatan bir Detroit ile karşımıza çıkıyor. Bazı yerlerde oyun gerçekçiliğe o kadar yaklaşıyor ki yükleme aralarında hemencecik dalsanız yeni sahneye geçtiğinizde "ne ara oyundan filme geçtik" diyebiliyorsunuz. Quantic Dream bu başarılı görsellik ile hikayeyi çok güzel pekiştiriyor.

detroit-become-human.jpg


Karakterlerin detayları, hareketlerinin akıcılığı, doku kalitesi, ışıklandırma... mükemmeller. Geçekten çok iyi.

Teknik olarak oyun biraz hayal kırıklığı diyebilirim. Evet PS4 artık eski bir makine ancak özel bir oyun bu. Grafikler ne kadar iyi olursa olsun optimizasyon konusunda daha iyi çalışıp oyunu 60 FPS yapabilirsiniz. 30 FPS rahatsız mı ediyor? Hayır, kesinlikle etmiyor ancak PC oyunlarında 60 FPS altı kabul edilmez iken konsol tarafında birinci parti geliştiricilerin bile oyunu teknik olarak bir adım öne taşıyamaması üzücü. Ancak bu bir eksi değil, keşke olsaydı dediğim diğer bir nokta.

- Sanat ve Bölüm Tasarımı -

Oyun sanatsal olarak mükemmel oyunun geneli gibi. Önceden belirttiğim gibi yakın gelecek temasının oyuna aktarılışı, çevrenin, modanın ve teknolojinin ona göre dizayn edilişi büyüleyici. Özellikle giyim kısmında çok güzel bir iş çıkarmışlar. Hem geleceği getiren hem de günümüz dokunuşlarını kullanan giysiler tasarlanmış ve oyunun çekiciliğini arttırıyor. Bina tasarımları falan da çok hoş. Özellikle Markus ile boya almaya gittiğimiz sahnede büyülendim. Özellikle o sinema salonu portresi inanılmaz hoşuma gitti. Araçlar kısmında ise "eh" diyebiliyorum sadece. Evet sürücüsüz araçlar falan hoş ama görsel olarak daha iyi tasarlanabilirdi.

detroit_0003_dbh_screen_markus_riot05_e32017.png


Arayüz ise basit ve hoş. Beyaz ve mavinin kullanımı harika bir iş ortaya çıkarmış. Arayüzler ve menülerdeki sanat kullanımı da çok hoş. Özelliklle yükleme ekranı ve ana menü çok hoş.

- Son Sözlerim -

Detroit: Become Human neredeyse her şeyiyle çok başarılı bir oyun. Çok büyük ihtimalle bu yılın sonunda en sevdiğim oyun Detroit olacak. Ancak daha yıl başında çıkan ve oynayamadığım oyunlar var. Ek olarak çok uzun süredir -Aynı Detroit gibi- beklediğim Marvel's Spider-Man 50 gün sonra çıkıyor. Onun dışında daha RDR2 falanda var. Ancak Detroit şu an için yılın en başarılı oyunu.

- Notum, Artılar ve Eksiler -

100 Üzerinden 98

+ Hikaye inanılmaz iyi, diyaloglar çok iyi yazılmış
+ Karakterler gayet güzel
+ Seçimlerinizin GERÇEKTEN hikayeye etki etmesi, ek olarak seçim ağacı kesinlikle çok büyük bir artı.
+ Grafikler, modeller, animasyonlar MÜKEMMEL, arayüz tasarımları çok hoş
+ Müzikler çok iyi ve sahneleri çok daha etkili kılıyor

- Güzel işlenmiş olsa bile Kara-Alice hikayesi gereksiz, olmasa olurmuş

+/- Oyun bir katil hikayesi olmadığı için ortada bir gizem yok
+/- Connor'ın olay yeri inceleme sahneleri daha uzun ve zekice tasarlanabilirdi
+/- Keşke ellerinde PlayLink gibi bir sistem varken Telltale'in Crowd Play'i gibi bir şey yapsalardı

- Kimler Almalı? Kimler Almamalı? Nasıl Alınmalı? -

Detroit: Become Human son yılların en iyi oyunlarından. Oyunun çıkışından önce oyunu bilmeyen, Quantic Dream kimdir bilmeyen kişiler bir anda bu oyunun bir hayranı oldu ve dünya çapında bilinirlik kazandı. Kısacası siz oyunu çoktan birinden izleyip bitirdiniz... Büyük ihtimalle. O yüzden oyunun alıp almayacağınıza karar vermiş olabilirsiniz.

Eğer oyunlarda hikaye sizin için ön plandaysa, benim gibi hem PC hem de PS4 sahibi olup konsolu özel yapacak bir oyun arıyorsanız, açık dünyada aynı şeyleri tekrar tekrar yapmaktan sıkılıp daha düz bir şey arıyorsanız, Bilim Kurgu eserlerini seviyorsanız gözünü kırpmadan ALIN.

Eğer sizin için oynanış önemliyse, hikayeyi önemsemeyen oyunculardansanız, bir oyuna para verdikten sonra en az 60-70 saatlik bir deneyim bekliyorsanız ve "10 saatlik bit oyuna o kadar para verilir mi?!" diyenlerdenseniz ALMAYIN.

Bu oyun da God of War gibi tam fiyatını sonuna kadar hak eden bir oyun ancak ülkemizde pat diye çıkıp 300 TL vermek çok büyük bir lüks. Eğer kendinizden eminseniz gidip 300 TL'ye oyunu alabilirsiniz, ancak bir kaç hafta sonra yaz indirimleri başlar PS Store'da. O zamanı bekleyin GoW'da olduğu gibi oyunu güzel bir fiyattan alıp kütüphanenize ekleyin.

 


Son düzenleme:

Üst