Film It Chapter Two - Film İncelemesi

Red_

Kızıltaş Madencisi
Mesajlar
580
En iyi cevaplar
0
Beğeniler
387
Puanları
980
Ruh hali
It Chapter Two, ilk filmi tekrar hatırlatmak istemesi ve ilk filmdeki eksikleri kapatma derdine düşmesi yüzünden haddinden fazla uzun bir süresi olan devam filmi.

Stephen King’in ölümsüz eserinden uyarlanan filmin ikinci bölümünün incelemesine hoşgeldiniz.

Yazımda spoiler bulunacak o yüzden filmi izlemediyseniz ve izlemek istiyorsanız okumanızı tavsiye etmem.

Öncelikle filmin konusuna ve olayların başlangıcına bir göz atalım:


88’deki olayın üzerinden 27 yıl geçmiştir. Derry’den ayrılan çocuklar büyümüş, kendilerine yeni hayatlar kurmuş ve Derry’de yaşanılan olayları tamamen unutmuşlardır. Birisi hariç..

Mike Hanlon hayatına Derry’de devam etmektedir.
Derry kasabasında tekrardan cinayetler boy göstermeye başlamıştır ve bu sonun başlangıcıdır.
Mike, “Losers Club”u tekrar toplamak için tüm ekibi arar ve onlara verdikleri sözleri hatırlatır. Derry’de yaşanılanları unuttukları için hiçbiri olan olayları hatırlamaz ancak vücutları bu olaya tepki vermiştir.
Herkes arkadaşça bir toplantı olacağını düşünerek Derry’ye gider ancak sonunda asıl amacı öğrenince çocukken verdikleri söze karşı gelerek oradan ayrılmak ister.

Fakat “Losers Club”un bir üyesi olan Stanley’in kendi hayatına son vermesi, Beverly’nin bir önceki filmde gördüğü ölüm ışıklarıyla alakalı bir sırrı ortaya çıkaracaktır. Eğer bu döngüde “O”nu öldüremezlerse, sonraki 27 yıl için yeterli ömürleri olmayacaktır.

Filmin konusu en detaylandırılmış haliyle bu şekilde.

Film aslında çok güzel motivasyonla başlayıp çok çabuk “bitse de gitsek” moduna girdiren bir yapıya sahip. Sanki yönetmen, bir üçleme yapıp her filmi 2 saat şeklinde kurgulasa, herkes için daha iyi olabilirmiş.

Filmin süresi 3 saate yakın olmasına rağmen atlanan ve hızlıca geçilen birçok nokta var. Bunun sebebi de ilk filmi daha önemli hale getirmek için sürekli gördüğümüz flashback’ler. Bu flashback’ler yüzünden çocukların büyümüş halleriyle bağ kuramıyoruz ayrıca konu ve zaman da bu yüzden ilerleyemiyor. Toplandıklarından sonraki gün hemen Pennywise ile karşı karşıya geliyorlar. Araya daha az flashback girse ve günümüze daha çok odaklanılsa film daha tutarlı olabilirmiş.

Filmdeki oyuncular çok iyi. Ancak her birinin performansı “çok iyi” olabilecekken “iyi” olarak kalmış. Bunun asıl sebebi senaryo ve karakter gelişiminin olmaması.
Her karakter çocukluk haliyle aynı özelliklere sahip, hiçbir şekilde bir olgunluk göremiyoruz karakterlerde. Yaptıkları davranışların hiçbir mantıklı tarafı yok. Zaten bu yüzden filmin sonunda, “O”nun ilk ortaya çıktığı evin altında onları kapana kısılmış bir şekilde buluyoruz.

Karakterler arkadaş olduklarını hissettirmiyor. Sanki hiç tanışmayan bir grup genç gibiler ve bu biraz rahatsız edici bir durum. Eddie ve Richie karakterleri bu durumu bir nebze kurtarıyor neyse ki.

Richie demişken, filmin en iyi yazılmış karakteri kesinlikle Richie ve karakteri oynayan Bill Hader harbi güzel iş çıkarmış. Bize karakteri güzel bir şekilde yansıtıyor ve onunla az da olsa bağ kurabiliyoruz.

Filmde bir de ilk filmden hatırlayacağımız “Henry Bowers” karakteri var ki, neden vardı sorusunu çok kez kendime sordum.
“O”nun yardımıyla deli hastanesinden kaçıyor, üyelerden birini yanağından bıçaklıyor, o bıçakla kendi göğsünden bıçaklanıyor ama bir şey olmuyor...
Sonunda boş boş ölüyor. Yok yani, filmde yaptığı hiçbir şey yok.

Filmin sonuna doğru film kendini bir anda Disney-Marvel ortaklığındaki bir MCU filminde sanmaya başlıyor ve o şekilde bitiyor. Görsel efektler bir süre sonra bıktırtıyor. Pennywise’ın ölümü tatmin edicilikten uzak ve terim yerindeyse “saçma”.

(It’in gerçek formu “ölüm ışıkları”. Ancak ekibimiz It’in maddi formlarından biri olan Pennywise’ın kalbini sökerek onu sonsuza dek öldürebiliyor. Ya ışıksın sen kendine gel.)

Filmdeki Bill karakteri bir yazar ve güzel işler yapıyor ancak kitaplarının sonunu hiç bağlayamıyor. Ben bu karakterin Stephen King olduğuna inanmak istiyorum. Stephen King demişken, onun da filmde küçük bir sahnesi var ve oldukça hoş. İzlerken çok eğlendiğim bir sahne oldu.

Toparlayacak olursam; It Chapter Two, bize ne ilk filmdeki atmosferi, ne de akıcılığı sunabiliyor. Sahneler korkutucu değil, hatta gereksiz derecede romantizm ve komedi unsuru barındırıyor. İlk filme kendini çok bağlaması ve izleyiciyi sürekli flashback’ler ile karakterlerin çocukluk hallerine döndürüp hikayedeki eksikleri kapatmaya çalışması da filmi çok uzatıyor. Ancak eğer “O”nun sonunu kendi gözlerinizle görmek istiyorsanız, başka bir seçeceğiniz yok.

6/10

 


Son düzenleme:

AlperKTS

Elmas Madencisi
Mesajlar
861
En iyi cevaplar
7
Beğeniler
139
Puanları
720
Ruh hali
It 2 mi çıktı ??
 

Axel102

Hayalet Avcısı
Mesajlar
2,564
En iyi cevaplar
6
Beğeniler
1,002
Puanları
3,390
palyaço kafayı yedi film +13 yaş sadece jump scareler var korkunç değil çokta güzel değil
 

Üst