bLuShark
Kızıltaş Madencisi
- En iyi cevaplar
- 0
Her zaman olduğu gibi yine hayata lanetlerle kalkmıştı yatağından. Kahvesini hazırladı, buzdolabına baktı. Bomboştu.
Bir kütüphanede ancak bir fareyi doyurabilecek bir maaşla çalışıyordu. Hayatı gerçekten b*mb*k'tu. Evinin sahibi durmadan kirayı öde be kadın pazarlayıcısı !!! diye bağırır fakat yinede aldırmazdı. Ceketini giydi. Dışarı çıktı. Kütüphaneye geldi. Bir görevli günaydın Clark diyerek onu selamladı. Aldırmadı bile. Her gece yatmadan önce ağlayarak ölmeyi umut ediyordu. Hayattan ve onun limonlarından bıkmıştı. Hayatın limonlarıyla limonata yapılmayacağından emindi. Şimdilik.
Aslında kütüphanedeki işi kitapların tozunu almaktı. Bütün gün bunu yapardı. Her erkek gibi onun da aşık olduğu bir kız vardı. Fakat onun bir sevgilisi vardı zaten. Klasik: üçgen vücutlu, zengin, muhteşem bir arabası olanlardan. Oysa Clark sabahları midesinde bir bardak kahveyle geliyordu işine. İşi bırakıp buralardan kaçmayı düşünüyordu. Bir kitapta okumuştu: ''İnsanın bütün ihtiyaçlarını doğa karşılar. Her ne olursa olsun doğa kendini yeniler. Doğanın içinde bir insanın yaşaması için bulunan her şey vardır.''
Bu okudukları sayesinde içindeki hayal gücü gelişmişti. Fakat son günlerde bu hayal gücü yüzünden garip rüyalar görüyordu. ''S...e i bul s...e i bul ona yardım et sonra sana o yardım etsin HEROBRİNE!!!'' gibisinden sesler duyuyor sonra çığlıklarla uyanıyordu. Bir doktora görünmeliydi fakat hangi parayla ?
1. Bölümün sonu.
Evet dostlar hikayemiz baya uzun olacak gibi. Edebiyata ağırlığım var. Bende bu yönü hikaye yazarak geliştirmek istiyorum. Umarım ilk bölümü beğenirsiniz (sıkıcı diyenler için eğer bir film i ilk 5 dakikasıyla yargılamıyorsanız bunu da yargılamazsanız eğer filmlere de bunu yapıyorsanız o sizin sorununuz
)
Edit: Bölüm 2 : https://forum.gamer.com.tr/threads/keşfin-doruğu-herobrine-bölüm-2.12402/
Bir kütüphanede ancak bir fareyi doyurabilecek bir maaşla çalışıyordu. Hayatı gerçekten b*mb*k'tu. Evinin sahibi durmadan kirayı öde be kadın pazarlayıcısı !!! diye bağırır fakat yinede aldırmazdı. Ceketini giydi. Dışarı çıktı. Kütüphaneye geldi. Bir görevli günaydın Clark diyerek onu selamladı. Aldırmadı bile. Her gece yatmadan önce ağlayarak ölmeyi umut ediyordu. Hayattan ve onun limonlarından bıkmıştı. Hayatın limonlarıyla limonata yapılmayacağından emindi. Şimdilik.
Aslında kütüphanedeki işi kitapların tozunu almaktı. Bütün gün bunu yapardı. Her erkek gibi onun da aşık olduğu bir kız vardı. Fakat onun bir sevgilisi vardı zaten. Klasik: üçgen vücutlu, zengin, muhteşem bir arabası olanlardan. Oysa Clark sabahları midesinde bir bardak kahveyle geliyordu işine. İşi bırakıp buralardan kaçmayı düşünüyordu. Bir kitapta okumuştu: ''İnsanın bütün ihtiyaçlarını doğa karşılar. Her ne olursa olsun doğa kendini yeniler. Doğanın içinde bir insanın yaşaması için bulunan her şey vardır.''
Bu okudukları sayesinde içindeki hayal gücü gelişmişti. Fakat son günlerde bu hayal gücü yüzünden garip rüyalar görüyordu. ''S...e i bul s...e i bul ona yardım et sonra sana o yardım etsin HEROBRİNE!!!'' gibisinden sesler duyuyor sonra çığlıklarla uyanıyordu. Bir doktora görünmeliydi fakat hangi parayla ?
1. Bölümün sonu.
Evet dostlar hikayemiz baya uzun olacak gibi. Edebiyata ağırlığım var. Bende bu yönü hikaye yazarak geliştirmek istiyorum. Umarım ilk bölümü beğenirsiniz (sıkıcı diyenler için eğer bir film i ilk 5 dakikasıyla yargılamıyorsanız bunu da yargılamazsanız eğer filmlere de bunu yapıyorsanız o sizin sorununuz
Edit: Bölüm 2 : https://forum.gamer.com.tr/threads/keşfin-doruğu-herobrine-bölüm-2.12402/