Kılıç Ustası, Bölüm 3

FFHD

orda her kiminleysen, belki sevgilinleysen...
Mesajlar
969
En iyi cevaplar
21
Beğeniler
1,469
Puanları
2,680
Jason
"İsmin nedir evladım?" dedi Morgan. Horace hazır ola geçerek, "Horace Jackson, lordum!" Baron çocuğu süzerken Sör Edward'a baktı. "Hangi okulu istiyorsun?"

Horace, Baron'un önünde eğildi. "Savaş Okulu, lordum!" Baron, Horace'yi Morgan'a benzetti. Horace de düzen ve kural hastası gibi görünüyordu. Sör Edward ayağa kalktı. "Oldukça uygun, lordum." dedi. "Kabul ediyorum."

Baron masanın üzerindeki bir kağıtı mühürledi ve Horace'e uzattı. "Yarın saat sekizde okulda ol."

Horace ciddiyetini bozmadan dışarı çıkarken sıra Linda'ya gelmişti. Morgan'ın konuşmasını beklemeden bir adım öne çıktı. "Linda Gruber, Aşçılık Okulu, efen..lordum!" Linda her zamanki gibi çok heyecanlıydı. Ellerini nereye koyacağını bilemiyordu, ayakları da heyecandan birbirlerine çarpıp duruyordu.

Aşçıbaşı Ulf, Baron'un masasındaki yarım yenmiş tartı gösterdi. "Hünerlerini göster bakalım, bu tart neli?" Linda tarta göz ucuyla bakarken, "Havuçlu ve cevizli tart." dedi. Ulf gülümseyerek kafasını onaylarcasına salladı. "Peki, nasıl yapılır bu tart?"

Linda günlerce sürecek bir konuşma yapacakmış gibi iskemlesine oturdu ve yaptığı işlemleri eliyle gösterirken bir yandan da anlattı. "En sonda bir miktar teşiş baharatı ekleriz ve yemeğe hazır!"

Ulf, Linda'nın anlattıklarından büyülenmiş gibiydi. "Harika! Okula kabul edildin, kızım. Gün açmadan mutfakta ol."

Linda odadan çıkarken Jason onun çok başarılı bir aşçı olacağını düşünüyordu. Sıradaki aday Ferron Nigel'di. Kendisine soy ismiyle hitap edilmesini istiyordu bu yüzden herkes onun adını Ferron Nigel olarak biliyordu.

"Sıradaki bir adım öne çıkın!" Morgan, Ferron'u işaret ederken gözü bir an elindeki kağıda kaydı, duraksadı. "Sen zaten okula seçilmişsin, evladım." Ferron şaşkınlıkla Baron'a baktı. "Sarayda hizmetkar olarak işe alınmışsın." Ferron çarpık gülümsemesiyle Baron'un uzattığı kabul kağıdını aldı ve odadan çıktı.

Jason, Ferron'un saraya kabul edilmesine şaşmamıştı, zaten Baron ve Ferron oldukça iyi anlaşıyorlardı. Baron Oswald her hafta başında Ferron'u ziyaret eder, küçük hediyeler bırakırdı.

Ferron odadan çıktığında son adaylar David ve Jason'du.

Morgan Jason'dan birkaç santim daha uzun olan David'i işaret ederek, "Öne çık bakalım." dedi. David büyük bir kararlıkla adımını attı. "Adın nedir evladım?" dedi Baron. Çatalıyla turtayı didikliyordu. "David Dubov, lordum." Morgan alaycı bir tavırla çocuğu süzerek, "Hangi okulu seçiyorsun?" David eliyle yay gerermiş gibi yaptı, "Okçuluk okulu, efendim!"

Baron çocuğun bu kadar özgüvenli olmasına şaşırmıştı. Göz ucuyla Leydi Betty'e baktı ve kulağına eğilerek, "Bu çocuğu ordumda görmek istiyorum." dedi. David bundan habersiz, başını biraz kaldırmış omzunun üzerinden batmakta olan güneşi seyrediyordu.

Seçmeler o kadar uzun sürmüştü ki, hava kararmaya başlamıştı. Jason'un halihazırda olan heyecanı ve telaşı ikiye katlanmıştı. Ya Seçmeler sona erer de açıkta kalırsa? O zaman doğduğu köye Aronyan'a gönderilecekti ve çiftçi olacaktı. Bunu hiç istemiyordu, bir an önce Leydi'nin kararını açıklamasını umdu.

Leydi Betty ise birkaç dakikadır düşünüyordu. Ayağa kalkarken, sadağından bir ok çıkardı ve David'e uzattı. "Kabul edildin, çırak David."

David soğukkanlılıkla Leydi Betty sonra da Baron Oswald'ı selamlayarak odadan çıktı.

Jason tek başına koca odanın ortasında iskemlesinde oturuyordu. Baron Oswald birkaç dakikalığına mutfağa gitmişti. Jason buna hiç şaşırmamıştı. Baron'u gördüğü her yerde Baron yemek yerdi.

"Çırağım olmak ister misin?" dedi biri. Jason sesin nerden geldiğini anlayamadı. Omzuna dokunan bir elle irkildi. Bu el Işık Muhafızı Sharon'a aitti. Gri-mor pelerinine sarılmıştı ve kapüşonunu çıkarmasıyla Sharon, Jason'un gözüne yakışıklı gözüktü. Buna şaşırdı çünkü Sharon'un yüzünü daha önce hiç görmemişti.

"Ben şövalye ol...mak istiyorum, efendim." Jason, Sharon'a karşı tedirgin konuşuyordu, biraz korkmuştu. "Bu kollarla mı?" dedi Sharon, sıska oğlanın bir deri bir kemik kollarını kaldırırken. "Çalışırım." dedi Jason. Ama bu dediğine kendi de inanmıyordu.

Sharon, yeşil vadiye baktı. "Seni yanımda görmek istediğimi bil, çok yeteneklisin." dedi. Jason, Işık Muhafızı'nın dediklerinden hiçbir şey anlamamıştı. Bilmediği bir şeyde nasıl yetenekli olabilirdi ki? Ama Sharon o kadar emin konuşuyordu ki, Jason ikna olmak üzereydi.

Morgan'da odadan çıkınca Sharon pelerinini açtı. Jason, Sharon'un bu kadar yakışıklı olmasını beklemiyordu. Sarı, dalgalı saçları parıldıyordu. Giydiği beyaz cüppenin üzerine yıldız motifleri işlenmişti.

Cüppesinin göğsünde bir kartal madalyası iliştirilmişti. Jason, aynı madalyanın Leydi Betty'de de olduğunu fark etti. "Sen okçu musun?" dedi Sharon'a. Sharon, bileğinin tek hareketiyle sırtında ok dolu bir sadak belirdi. "İstediğim zaten okçu..." Tekrardan elini kaldırdı ve bu sefer demir bir savaş giysisiyle donandı ve sırtında sadak yerine kocaman bir kılıç belirdi. "İstediğim zaman bir kılıç ustası."

"Kılıç Ustası mı?" dedi Jason. Sharon, oğlanı ikna ettiğini fark etti. "Bir Kılıç Ustası çırağı olmak ister misin, Jason?"

Okuduğunuz için teşekkür ederim, bana destek olmak için bu bağlantıdan beni takip edebilirsiniz!
 



Üst