- Mesajlar
- 661
- En iyi cevaplar
- 18
- Beğeniler
- 1,704
- Puanları
- 1,310
Görsele aşık oldum
Kitaplar farklı bir evrene açılır. Bazen tehlikeli olabilir, çünkü o evrene gerçekten girdiğinizde gerçekten uzaklaşırsınız.
Bu konuyu tamamen kendi tecrübelerime dayalı olarak açıyorum. Umarım bende işe yarayan sizde de işe yarar. Size ''Kitaplar beyin için şöyle faydalıdır.'' gibi şeyler anlatmayacağım. Kitapları dünyadan kaçmak istediğinizde sığınabileceğiniz bir kapı olarak görebilirsiniz, filmler gibi.
Küçük çocukların ''çoğu'' kitap okumaktan nefret eder. Bana göre bunun sebebi ailenin yanlış yaklaşımı. Küçükken istemediğim kitaplar hem öğretmenlerim hem de ailem tarafımdan önüme konuldu. Doğal olarak kitaptan nefret ettim, kızmasınlar diye okuyormuş gibi yaptım. Annem bunu hala bilmiyor ama o kitapların içinde ne olduğunu bile bilmiyorum
Kitap okuma alışkanlığı nasıl kazanılır?
Hepsi benim öznel görüşüme göre yazıldı.
Küçük bir tavsiye: Seri okuyun, tek kitap okuduğunuzda çok hızlı son bulur her şey. Ama bir seride o evreni gerçekten tanımak için şansınız vardır. Alıştıktan sonra bırakamadığınızı fark edeceksiniz.
Bir başka küçük tavsiye: Ödüllü kitaplara şans verin, boşuna ödül almıyorlar. Şu ana kadar okuyup beğenmediğim hiçbir ''New York Times Bestseller' kitabı yok.
1- Neyi sevdiğinizi bulun.
Eğer gerçekten okumak istiyorsanız önce kendi evreninizi bulmalısınız. Ejderhalar mı, gerçeklik mi, uzay gemileri mi, periler mi sizin evreninizde bulunmalı seçmelisiniz. Kitap okumayı çok severim ama birisi bana gerçek hayat hikayesi içeren kitap verirse ilk sayfasına bile bakmam. Fantastik kitap evreni sayesinde kitap okumayı gerçekten sevdim. Tabii bunda yazarın da etkisi vardır. Onun yarattığı evrenden çok kullandığı dil de önemlidir. Mesela bazı kitaplar da ''Ne bu böyle, çocuğa mı anlatıyorsun?'' dediğim olmuştur.
2- Ön yargınızı unutun, sıkılmak zaten kaçınılmaz
En zoru ilk kitaptır. Çünkü olayı bilmiyorsunuzdur. Kitabın arkasını okumak yetmez. Siz hiçbir karakteri tanımıyorsunuz, onlara yakınlık hissetmiyorsunuz. Kitapta bazen olay kötü olsa da sizi olaya bağlayan karakterler olabilir. İlk kitabı okurken sıkılmayı göze alın ama asla bırakmayın. Çünkü ileride hoşunuza gitme ihtimali vardır. Alışma sürecini atlattıktan sonra kitabı sevip sevmediğinize karar verebilirsiniz.
a. Beğenmediyseniz
Size verebileceğim pek bir tavsiye yok. Ya yeni bir türe yönelin, ya da okumak gerçekten size göre olmayabilir. Kimseyi zorladığım yok.
b. Beğendiyseniz
Seri okuyorsanız diğer kitabın etkisi geçmeden bir sonraki kitabı alın. Yoksa evrenden koptukça hevesiniz de azalır. Tek kitapsa aynı tür veya aynı yazar üzerinden devam etmeye çalışın.
3- İlk 2 adımı başardıysanız gerisi zaten gelir
Okumaya bir başladıktan sonra zaten ne kadar güzel olduğunu fark edeceksiniz. Tabii fark etmeyebilirsiniz de, herkes aynı değildir. Bir süre sonra ''Hmm ne okusam da ilgimi çeker, alışkanlık kazanırım?'' demeyi bırakacaksınız. Çünkü kitaplar hakkında fikriniz olacak. Yazarları tanıyacaksınız, türleri tanıyacaksınız. Kitaplar bir süre sonra sizi zaten kendine çekecektir, sizin aramanıza gerek kalmayabilir.
Tavsiyelerin gerçek hayattaki örneklerinden kendim üzerinden bahsetmek isterim:
1- Neyi sevdiğinizi bulun.
12 yaşına kadar zorla kitap okutulan ve kitap okurken bağırıp istemiyorum diye ağlayan bir tiptim. Bir gün bir kitapçıda gözlerime bir kitap takıldı. İçinde vampirlerin de bulunduğu bir korku serisiydi. Yaşıma da uygundu, yazarın dili ağır değildi. Üstelik bir serisi vardı. Annem beğendiysem almamı söyledi ben de denemek istedim. İlk kitabı bitirdikten sonra ''Aslında kitap okumak çok da fena değil.'' diye düşündüm.
2- Ön yargınızı unutun, sıkılmak zaten kaçınılmaz
Kitabın başı çok saçma gelmişti. Bu buna niye böyle dedi?, bu kim?, ne oluyor burada? gibi sorular zihnimi kapladı. Fakat kitap bittikten sonra her şey anlam kazandı, karakterlere kendimi yakın hissetmeye başladım. Sanki ana karakter gerçek hayatta tanıdığım bir arkadaşımmış gibi gelmeye başladı.
b. Beğendiyseniz
BAYILDIM. Cidden kitaba bayılmıştım. Diğer 11 kitabını da okudum. Birisi öldüğünde kolum bacağım kopmuş gibi üzüldüm. Ana karakterin gelişimi gözlerimin önünde gelişti, cidden harika bir durum.
3- İlk 2 adımı başardıysanız gerisi zaten gelir
İlk 2 adım bende sorunsuz işledi. Fantastik seri kitaplarına yöneldim, gözüm başka bir şey de görmedi. Alacakaranlık romanlarını okudum, onları okuduğum zaman aşka yeni yeni ilgi duyuyordum ve içinde insanüstü varlıklar da vardı. Wardstone serisini bitirdim, 15 kitabını da nefes almadan okudum.
Bir ara fantastik evrenden biraz ayrıldım ve arkadaşımın da tavsiyesi ile Labirent serisini bitirdim. Bilim kurguyu da en az fantastik kadar sevdiğimi fark etmiş oldum. Siz de beğendiğiniz türden biraz ayrılırsanız başka favoriler bulabilirsiniz.
Şimdilerde ise farklı bir evrendeyim. Rick Riordan'ın yazmış olduğu serileri okuyorum. Percy Jackson serisini bitirdim, Olimpos kahramanlarının son kitabındayım. Rick Riordan harika bir evren oluşturmuş ve hala yazmakta. Bundan sonra okuyacağım serinin son kitabı daha çıkmadı bile. Fakat Percy Jackson, yani okuduğum ilk serinin ilk kitabını okurken gerçekten kusacaktım. Wardstone serisini bitirdikten hemen sonra başlamıştım ve oradaki karakterleri aklımdan atamıyordum. Percy tamamen yabancıydı, ben Wardstone serisindeki Thomas'ı özlemiştim. Seriye alışmak için Percy'i Thomas olarak hayal etmeye bile çalıştım. İlk kitabını okuduktan sonra hiç düşünmeden diğer kitapları okudum.
Ama ne yazık ki kitaplardan alabileceğim en büyük zararı alarak gerçeklik algımı yitirdim. Kitap karakterlerine aşık bile oldum. Ve sanırım bu okumayı seven çoğu kişi için kaçınılmaz bir şey. O evrenin gerçek olmadığı fikrini kabullenemiyorum. Siz de bir şeyi gerçekten severseniz aynısını yaşayabilirsiniz. Fakat gram pişman değilim. İyi ki de hepsini okumuşum.
Umarım tecrübelerimle size yardımcı olmayı başarabilmişimdir.
Kitaplar farklı bir evrene açılır. Bazen tehlikeli olabilir, çünkü o evrene gerçekten girdiğinizde gerçekten uzaklaşırsınız.
Bu konuyu tamamen kendi tecrübelerime dayalı olarak açıyorum. Umarım bende işe yarayan sizde de işe yarar. Size ''Kitaplar beyin için şöyle faydalıdır.'' gibi şeyler anlatmayacağım. Kitapları dünyadan kaçmak istediğinizde sığınabileceğiniz bir kapı olarak görebilirsiniz, filmler gibi.
Küçük çocukların ''çoğu'' kitap okumaktan nefret eder. Bana göre bunun sebebi ailenin yanlış yaklaşımı. Küçükken istemediğim kitaplar hem öğretmenlerim hem de ailem tarafımdan önüme konuldu. Doğal olarak kitaptan nefret ettim, kızmasınlar diye okuyormuş gibi yaptım. Annem bunu hala bilmiyor ama o kitapların içinde ne olduğunu bile bilmiyorum
Kitap okuma alışkanlığı nasıl kazanılır?
Hepsi benim öznel görüşüme göre yazıldı.
Küçük bir tavsiye: Seri okuyun, tek kitap okuduğunuzda çok hızlı son bulur her şey. Ama bir seride o evreni gerçekten tanımak için şansınız vardır. Alıştıktan sonra bırakamadığınızı fark edeceksiniz.
Bir başka küçük tavsiye: Ödüllü kitaplara şans verin, boşuna ödül almıyorlar. Şu ana kadar okuyup beğenmediğim hiçbir ''New York Times Bestseller' kitabı yok.
1- Neyi sevdiğinizi bulun.
Eğer gerçekten okumak istiyorsanız önce kendi evreninizi bulmalısınız. Ejderhalar mı, gerçeklik mi, uzay gemileri mi, periler mi sizin evreninizde bulunmalı seçmelisiniz. Kitap okumayı çok severim ama birisi bana gerçek hayat hikayesi içeren kitap verirse ilk sayfasına bile bakmam. Fantastik kitap evreni sayesinde kitap okumayı gerçekten sevdim. Tabii bunda yazarın da etkisi vardır. Onun yarattığı evrenden çok kullandığı dil de önemlidir. Mesela bazı kitaplar da ''Ne bu böyle, çocuğa mı anlatıyorsun?'' dediğim olmuştur.
2- Ön yargınızı unutun, sıkılmak zaten kaçınılmaz
En zoru ilk kitaptır. Çünkü olayı bilmiyorsunuzdur. Kitabın arkasını okumak yetmez. Siz hiçbir karakteri tanımıyorsunuz, onlara yakınlık hissetmiyorsunuz. Kitapta bazen olay kötü olsa da sizi olaya bağlayan karakterler olabilir. İlk kitabı okurken sıkılmayı göze alın ama asla bırakmayın. Çünkü ileride hoşunuza gitme ihtimali vardır. Alışma sürecini atlattıktan sonra kitabı sevip sevmediğinize karar verebilirsiniz.
a. Beğenmediyseniz
Size verebileceğim pek bir tavsiye yok. Ya yeni bir türe yönelin, ya da okumak gerçekten size göre olmayabilir. Kimseyi zorladığım yok.
b. Beğendiyseniz
Seri okuyorsanız diğer kitabın etkisi geçmeden bir sonraki kitabı alın. Yoksa evrenden koptukça hevesiniz de azalır. Tek kitapsa aynı tür veya aynı yazar üzerinden devam etmeye çalışın.
3- İlk 2 adımı başardıysanız gerisi zaten gelir
Okumaya bir başladıktan sonra zaten ne kadar güzel olduğunu fark edeceksiniz. Tabii fark etmeyebilirsiniz de, herkes aynı değildir. Bir süre sonra ''Hmm ne okusam da ilgimi çeker, alışkanlık kazanırım?'' demeyi bırakacaksınız. Çünkü kitaplar hakkında fikriniz olacak. Yazarları tanıyacaksınız, türleri tanıyacaksınız. Kitaplar bir süre sonra sizi zaten kendine çekecektir, sizin aramanıza gerek kalmayabilir.
Tavsiyelerin gerçek hayattaki örneklerinden kendim üzerinden bahsetmek isterim:
1- Neyi sevdiğinizi bulun.
12 yaşına kadar zorla kitap okutulan ve kitap okurken bağırıp istemiyorum diye ağlayan bir tiptim. Bir gün bir kitapçıda gözlerime bir kitap takıldı. İçinde vampirlerin de bulunduğu bir korku serisiydi. Yaşıma da uygundu, yazarın dili ağır değildi. Üstelik bir serisi vardı. Annem beğendiysem almamı söyledi ben de denemek istedim. İlk kitabı bitirdikten sonra ''Aslında kitap okumak çok da fena değil.'' diye düşündüm.
2- Ön yargınızı unutun, sıkılmak zaten kaçınılmaz
Kitabın başı çok saçma gelmişti. Bu buna niye böyle dedi?, bu kim?, ne oluyor burada? gibi sorular zihnimi kapladı. Fakat kitap bittikten sonra her şey anlam kazandı, karakterlere kendimi yakın hissetmeye başladım. Sanki ana karakter gerçek hayatta tanıdığım bir arkadaşımmış gibi gelmeye başladı.
b. Beğendiyseniz
BAYILDIM. Cidden kitaba bayılmıştım. Diğer 11 kitabını da okudum. Birisi öldüğünde kolum bacağım kopmuş gibi üzüldüm. Ana karakterin gelişimi gözlerimin önünde gelişti, cidden harika bir durum.
3- İlk 2 adımı başardıysanız gerisi zaten gelir
İlk 2 adım bende sorunsuz işledi. Fantastik seri kitaplarına yöneldim, gözüm başka bir şey de görmedi. Alacakaranlık romanlarını okudum, onları okuduğum zaman aşka yeni yeni ilgi duyuyordum ve içinde insanüstü varlıklar da vardı. Wardstone serisini bitirdim, 15 kitabını da nefes almadan okudum.
Bir ara fantastik evrenden biraz ayrıldım ve arkadaşımın da tavsiyesi ile Labirent serisini bitirdim. Bilim kurguyu da en az fantastik kadar sevdiğimi fark etmiş oldum. Siz de beğendiğiniz türden biraz ayrılırsanız başka favoriler bulabilirsiniz.
Şimdilerde ise farklı bir evrendeyim. Rick Riordan'ın yazmış olduğu serileri okuyorum. Percy Jackson serisini bitirdim, Olimpos kahramanlarının son kitabındayım. Rick Riordan harika bir evren oluşturmuş ve hala yazmakta. Bundan sonra okuyacağım serinin son kitabı daha çıkmadı bile. Fakat Percy Jackson, yani okuduğum ilk serinin ilk kitabını okurken gerçekten kusacaktım. Wardstone serisini bitirdikten hemen sonra başlamıştım ve oradaki karakterleri aklımdan atamıyordum. Percy tamamen yabancıydı, ben Wardstone serisindeki Thomas'ı özlemiştim. Seriye alışmak için Percy'i Thomas olarak hayal etmeye bile çalıştım. İlk kitabını okuduktan sonra hiç düşünmeden diğer kitapları okudum.
Ama ne yazık ki kitaplardan alabileceğim en büyük zararı alarak gerçeklik algımı yitirdim. Kitap karakterlerine aşık bile oldum. Ve sanırım bu okumayı seven çoğu kişi için kaçınılmaz bir şey. O evrenin gerçek olmadığı fikrini kabullenemiyorum. Siz de bir şeyi gerçekten severseniz aynısını yaşayabilirsiniz. Fakat gram pişman değilim. İyi ki de hepsini okumuşum.
Umarım tecrübelerimle size yardımcı olmayı başarabilmişimdir.