hospitality
Ağaç Yumruklayıcı
- Mesajlar
- 36
- En iyi cevaplar
- 0
- Beğeniler
- 11
- Puanları
- 150
Bu şiiri ilk olarak çoğumuzun aynı şekilde öğrendiği gibi gibi 9.sınıfta edebiyat dersi ile öğrendim. Bu tür şiirleri/türküleri ilk okuduğunuz zaman bir şey ifade etmez ama hikayelerini öğrendikten sonra okuduğumuzda, dinlediğimizde genelde çoğumuzda bazı duygular uyandırır. Şiirin hikayeside aslında çok tanıdık isimler isterseniz daha fazla uzatmadan hikayesine geçelim:
****
Bu şiirin hep ölüm için yazıldığı sanılır. Oysa Yahya Kemal bu şiiri ölüm için yazmamıştır.
Büyük aşkı, Nazım Hikmet’in annesi Celile Hanım için yazmıştır.
Celile Hanım hem entelektüel bir kadın, hem ressam ve hem de İstanbul’un en güzel kadınlarından biridir.
Ünlü Osmanlı valilerinden Nazım Paşa’nın oğlu Hikmet Bey ile evlendirmişlerdir. Ve Nazım Hikmet de bu birliktelikten doğmuştur.
Celile Hanım’la Hikmet Bey arasında büyük bir geçimsizlik başlamış ve birbirinden uzaklaşmışlardır.
Bir söz vardır, doğa boşluk kabul etmez diye.
Hele de konu, çok güzel ve donanımlı bir kadının yalnızlığı olunca.
İşte Celile böyle bir anda, Bahriye’de okuyan oğlu Nazım’ın şiir hocası Yahya Kemal ile tanışmıştır.
Bir aşk başlamış ki aralarında, dillere destan.
Sonrasında Celile, bu aşkı evliliğe taşımak için ilk adımı atmış ve kocasından boşanmıştır.
Bir noktadan sonra hem okulda, hem çevresinde bazı duyumlar, dedikodular almaya başlamıştır.
Hafta sonları Bahriye Mektebi’nden izinli olarak annesinin yanına gelen Nazım, annesi ile hocasının işi ilerlettiğini görünce çok sinirlenmiştir.
Herhalde, sözlü olarak duygularını anlatamayacağını düşünmüş olacaktır ki, bir kağıda şunları yazarak Yahya Kemal’in cebine koymuştur:
“Hocam olarak girdiğiniz bu eve babam olarak giremezsiniz.”
Ancak, ne Nazım’ın tepkileri ve ne de yıkıcı dedikodular, hiçbir şey Yahya Kemal ile Celile’nin aşkını engelleyememiştir.
Ama Celile Hanım’ın büyük arzusuna rağmen Yahya Kemal hep evlilikten kaçmıştır.
Hem Celile’yi deliler gibi kıskanıyor ve hem de evliliğe yanaşmıyordur.
Celile hala evlilik teklifi bekliyordur.
Yahya Kemal dostu Yakup Kadri’ye “evlenmeden bu kadar dile gelmiş biriyle ben nasıl evlenirim?” diyordur.
Bir türlü evlilik teklifi alamayan Celile bir süre sonra İstanbula kaçarcasına büyükadadan ayrılır.
Bunun üzerine Yahya Kemal bu satırları yazar:
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.
****
İşte ‘Sessiz Gemi’, Yahya Kemal’in hayatındaki en büyük aşkı, Celile’sinin Adadan gemiyle uzaklaşırken yaşadığı çaresizliği anlatır…
Çılgınca sevdiği ve o kadar kıskandığı bir kadının evlilik arzusunu bile yerine getirememenin yarattığı çöküntüdür bu ölüm teması…
Belki de Celile’sini mutlu edemediğine inandığından-bir şair duyarlığıyla- kendine ölümü anımsatmasıydı bu şiir…Kimbilir?
Not: Biraz alıntı biraz kendim düzenledim okuyan herkese teşekkür ederim, bu serilerin devamı gelecektir.
****
Bu şiirin hep ölüm için yazıldığı sanılır. Oysa Yahya Kemal bu şiiri ölüm için yazmamıştır.
Büyük aşkı, Nazım Hikmet’in annesi Celile Hanım için yazmıştır.
Celile Hanım hem entelektüel bir kadın, hem ressam ve hem de İstanbul’un en güzel kadınlarından biridir.
Ünlü Osmanlı valilerinden Nazım Paşa’nın oğlu Hikmet Bey ile evlendirmişlerdir. Ve Nazım Hikmet de bu birliktelikten doğmuştur.
Celile Hanım’la Hikmet Bey arasında büyük bir geçimsizlik başlamış ve birbirinden uzaklaşmışlardır.
Bir söz vardır, doğa boşluk kabul etmez diye.
Hele de konu, çok güzel ve donanımlı bir kadının yalnızlığı olunca.
İşte Celile böyle bir anda, Bahriye’de okuyan oğlu Nazım’ın şiir hocası Yahya Kemal ile tanışmıştır.
Bir aşk başlamış ki aralarında, dillere destan.
Sonrasında Celile, bu aşkı evliliğe taşımak için ilk adımı atmış ve kocasından boşanmıştır.
Bir noktadan sonra hem okulda, hem çevresinde bazı duyumlar, dedikodular almaya başlamıştır.
Hafta sonları Bahriye Mektebi’nden izinli olarak annesinin yanına gelen Nazım, annesi ile hocasının işi ilerlettiğini görünce çok sinirlenmiştir.
Herhalde, sözlü olarak duygularını anlatamayacağını düşünmüş olacaktır ki, bir kağıda şunları yazarak Yahya Kemal’in cebine koymuştur:
“Hocam olarak girdiğiniz bu eve babam olarak giremezsiniz.”
Ancak, ne Nazım’ın tepkileri ve ne de yıkıcı dedikodular, hiçbir şey Yahya Kemal ile Celile’nin aşkını engelleyememiştir.
Ama Celile Hanım’ın büyük arzusuna rağmen Yahya Kemal hep evlilikten kaçmıştır.
Hem Celile’yi deliler gibi kıskanıyor ve hem de evliliğe yanaşmıyordur.
Celile hala evlilik teklifi bekliyordur.
Yahya Kemal dostu Yakup Kadri’ye “evlenmeden bu kadar dile gelmiş biriyle ben nasıl evlenirim?” diyordur.
Bir türlü evlilik teklifi alamayan Celile bir süre sonra İstanbula kaçarcasına büyükadadan ayrılır.
Bunun üzerine Yahya Kemal bu satırları yazar:
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli.
Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu!
Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmeyecekler.
Birçok gidenin her biri memnun ki yerinden,
Birçok seneler geçti; dönen yok seferinden.
****
İşte ‘Sessiz Gemi’, Yahya Kemal’in hayatındaki en büyük aşkı, Celile’sinin Adadan gemiyle uzaklaşırken yaşadığı çaresizliği anlatır…
Çılgınca sevdiği ve o kadar kıskandığı bir kadının evlilik arzusunu bile yerine getirememenin yarattığı çöküntüdür bu ölüm teması…
Belki de Celile’sini mutlu edemediğine inandığından-bir şair duyarlığıyla- kendine ölümü anımsatmasıydı bu şiir…Kimbilir?
Not: Biraz alıntı biraz kendim düzenledim okuyan herkese teşekkür ederim, bu serilerin devamı gelecektir.