Steve, Alex'e Karşı | 1. SEZON

İlk bölümü nasıl buldunuz?


  • Kullanılan toplam oy
    9

BarrelRoll

Ağaç Yumruklayıcı
Mesajlar
10
En iyi cevaplar
0
Beğeniler
8
Puanları
40
Steve, Swampland şehrinin en küçük yerleşim alanında yaşayan sıradan bir insandı. Balık tutar, tarım yapar, hayvan avlardı. Akşamları tuttuğu balıkları, yetiştirdiği domatesleri veya avladığı hayvanların etini yiyerek karnını doyururdu.

Bir gün, Steve'nin şirin küçük evine bir mektup bırakıldı. Mektupta, Minecraft'a eklenen yeni güncellemenin detayları yazıyordu. Steve, mektubu okudu. Gerçekten bu güncellemenin içinde birçok yenilik vardı. Yeniliklerden biri de başka bir karakterin daha eklenmesiydi. Eklenen karakter Alex'ti. Steve, bu duruma fazlasıyla sinirlenmişti. Bunu engellemeliydi. Şimdilik tek yolu, Notch'un ofisine gitmekti.

Steve, Notch'un ofisine gitti. Merdivenleri tek tek çıkıp, Notch'un odasına ulaştı. Kapıyı çaldı.

STEVE: Girebilir miyim?

NOTCH: Gir.

STEVE: Ah Notch, seninle bir şey konuşmak isterim.

NOTCH: Fazla zamanım yok, çabuk söyle.

STEVE: Güncellemeyi iptal et.

NOTCH: Neden?

STEVE: Zaten bir karakter var. Oyuncuların yeni bir karaktere ihtiyacı yok.

NOTCH: Yalnızca sen böyle düşünüyorsun Steve. Odamı terk et.

STEVE: Peki Notch. Şimdilik senin dediğin olsun. Ama unutma, ben bu işin peşini bırakmayacağım.

Steve, öfkeli bir biçimde ofisten çıkar ve Swampland'deki evine gider. Bir de ne görsün, evde Alex ile karşılaşır.

STEVE: Sen nereden geldin benim evime?

ALEX: Beni Notch gönderdi, seninle konuşmamı çok istiyor.

STEVE: Peki, gel.

(EVE GİRERLER)

ALEX: Bak Steve, oyunun başından beri tek karakter sensin. İlk sürümden şu anki sürüme kadar insanlar hep senin cildine bürünerek oynuyor. Ama artık yetti, taş devri sonlandı. İnsanların yeni bir karaktere ihtiyacı var. İşte o da, benim.

STEVE: Kendin de söylüyorsun, oyunun başından beri tek karakter benim ve dolayısıyla bu oyunda ben hüküm sürerim.

ALEX: Hayır Steve, bu olaya geri kafalılıkla bakma. Sonsuza kadar tek karakter sen olamazsın, ki olamadın. Ayrıca bu daha başlangıç, birkaç yıl sonra yeni bir karakter daha eklenir.

STEVE: Ha ha, sen yetmiyormuşsun gibi başka bir yeni karakter daha, öyle mi? Yok ol.

ALEX: Ama sadece ihtimal veriyorum.

STEVE: Notch'a selam söyle.

(STEVE, ALEX'İ EVİNDEN KOVAR.)

Alex, Notch'un ofisine uğrar ve Notch'a olup bitenlerden bahseder.

ALEX: Steve ile konuştum, bir süre sonra beni evinden kovdu.

NOTCH: Hmm, anlaşılan ona bu güncellemeyi sevdiremedim. Ama olsun, onun dışındaki herkes bu güncellemeye hayran kaldı. Haydi çık, gez dolaş dünyayı. Artık sende özgür bir karaktersin.

Alex, keşif yapmak üzere Minecraft'ın ormanlarına doğru açılır. Ormanın içine gittikçe gider ve yolunu bulamaz. Ormanın ortasında bin bir tehlikeyle baş başa kalır. İskeletler, örümcekler... Çeşit çeşit yaratık Alex'e yaklaşır. Alex, bu yaratıklara karşı ne yapacaktır? Alex, bu yaratıklardan nasıl kurtulacaktır derken kılıçlar önce iskelete, sonra örümceğe ve daha sonra tüm yaratıklara saplanır. Alex'i kurtaran kişi Jeb'dir.

JEB: Bir daha ormanın derinine bu kadar fazla girme.

ALEX: Tamam, kusura bakma. Hata yaptım.

JEB: Neyse, haydi gel çıkalım bu ormandan.

Jeb, Alex'i ormandan uzaklaştırıp oradan ayrılır ve Alex keşfine devam eder. Akşam olur ve Alex yine yolunu kaybeder. Etrafında dolaşarak ışık kaynağı arar. Bir süre sonra köyde yanan meşaleleri görür. Köye doğru gider. Köyün halkı, Alex'i içtenlikle karşılar. Köyün muhtarı, Alex'i bir geceliğine kendi evinde ağırlar. Alex gülümser, muhtara teşekkür eder. Bir gece daha mutlulukla tamamlanır.

NOT: Yorumlarda yapmış olduğum yazım hatalarımı vs. belirtirseniz sonraki bölümlerde bu hataları yapmamak için çaba gösterebilirim.
 


Cranky

Hayattaki en hakiki mürşit ilimdir.
Site Yöneticisi
Site Danışmanı
Mesajlar
941
En iyi cevaplar
21
Beğeniler
1,282
Puanları
3,520
Güzel bir hikaye olmuş, devamını bekliyoruz.
 

CowboyBebopTR

Elmas Madencisi
Mesajlar
886
En iyi cevaplar
1
Beğeniler
905
Puanları
2,210
Ruh hali
"STEVE: Notch'a selam söyle." der ve Ender Kıraathanesine gidip iki çay bitirir desen hikaye daha sürükleyici olurdu. 2014 yılından bu yana oyunda olan bir karaktere şimdi hikaye yazmanın olayı nedir?
 

BarrelRoll

Ağaç Yumruklayıcı
Mesajlar
10
En iyi cevaplar
0
Beğeniler
8
Puanları
40
STEVE, ALEX'E KARŞI | 2. BÖLÜM
Sabaha karşı Alex ile birlikte tüm köy halkı büyük bir gürültü ile uyandı. Tüm perdeler aynı anda açıldı, dışarıda eli silahlı birisi vardı. Mavi tişörtlü, mavi pantolonlu... Steve'ydi bu kişi. Alex için gelmişti, ikisinin arasında yaşananlardan köy halkı haberdar değildi. Alex, muhtardan usulca izin istedi, dışarıya çıktı.

ALEX: Ne istiyorsun?

STEVE: Seni.

ALEX: Hadi git işine.

STEVE: Zorluk çıkarma.

Alex, koşarak kaçmaya başlar ve Steve de onu kovalar. Köy halkı, olası bir çatışmayı önlemek içi polise ihbar verir ve Alex'ten haber beklerler. Steve ve Alex arasındaki kovalamaca devam eder, ta ki polisler ikilinin önüne çıkana kadar. Steve, polisleri görünce Alex'i kendisine çeker ve rehin alır.

STEVE: Yaklaşmayın! Yoksa bu zavallının son günü olur.

Polisler, arkadan Steve'ye sessizce yaklaşan destek birimlerini fark ederler. Steve'nin durumu anlamaması için ona yumuşuyormuş gibi yaparlar.

POLİS WHITEMAN: Tamam, diyip elindeki silahı yere atar. Onu bırak.

STEVE: Ha ha, işte bu.

Bu sırada birkaç kol Steve'yi kavrar ve tutup çekilerek kelepçelenir.

ALEX: Size çok teşekkür ederim, hayatımı kurtardınız.

POLİS WHITEMAN: Ne demek, bu bizim görevimiz.

Steve, arabaya bindirilerek karakola götürülür ve sorguya çekilir.

POLİS ROBSON: Neden masum bir vatandaşı rehin alarak polisleri tehdit ettin?

STEVE: Bu ikimizin arasında yaşanan bir olay, sizi ilgilendirmez.

POLİS ROBSON: İlgilendirir ulannn, der ve elini masaya vurur.

Steve, Memur Robson'un kötü polisi oynadığını fark eder ve ötmez.

STEVE: Avukatım olmadan konuşmam.

POLİS ROBSON: Öyle mi? Bekle bakalım ötüyor musun ötmüyor musun, der ve sorgu odasını terk ederek işi Memur Whiteman'a bırakır.

POLİS WHITEMAN: Acıktın mı?

STEVE: Yani, evet.

Whiteman, sandviçi getirir ve Steve'ye uzatır.

POLİS WHITEMAN: Al bunu ye.

STEVE: Eyvallah.

Steve, sandviçini yerken Whiteman onun açığını bulmaya çalışır ve sorular sorar.

POLİS WHITEMAN: Sen nerede yaşıyorsun?

STEVE: Swampland'da, bir küçük evde.

POLİS WHITEMAN: Hmm, peki nasıl geçim sağlıyorsun?

STEVE: Tarım yapıyorum, balık tutuyorum. Hayvan da avlıyorum.

POLİS WHITEMAN: Swampland'da pek tarıma elverişli arazi yok. Nerede tarım yapıyorsun?

STEVE: Bir köyde tarım yapıyorum, der. Yavaş yavaş ötmeye başlar.

POLİS WHITEMAN: Evden köye kaç dakikada varıyorsun?

STEVE: Yürüyerek beş dakikada varıyorum.

Whiteman, Swampland köylerinin bulunduğu konumlara ve olayın gerçekleştiği yere bakar. Steve'nin Alex'i kovaladığı köyde tarım yaptığını fark eder.

POLİS WHITEMAN: Köyden tanıdığın insanlar var mı?

STEVE: Ooo, olmaz mı? Muhtarı çok samimi, insanları da. Tanısan iyi edersin.

Whiteman, yavaş yavaş Alex olayına girmeye başlar.

POLİS WHITEMAN: Köye şu sıralarda yeni birisi girmiş, biliyor musun?

STEVE: Aaa, kimmiş ki o? Hiç görmedim.

POLİS WHITEMAN: Şu sabah peşinden koştuğun var ya, hiç mi görmedin?

STEVE: Ha şu kovaladığım mı, der ve tufaya getirildiğini fark eder. Ulan her şeyi itiraf ettim ya.

POLİS WHITEMAN: Teşekkürler Steve, sorgu tamamlandı.

Steve, sorgu sürecinden sonra nezarete atılır ve mahkemeye çıkarılmayı bekler. Bu sırada Alex'in de ifadesi alınır. Alex, ifadesinde Steve'den şikâyetçi olduğunu belirtir. İfade sonlandıktan sonra Notch'un ofisine gider ve en üst kata çıkarak kapısını çalar.

ALEX: Girebilir miyim?

NOTCH: Gir Alex.

ALEX: Notch, bugün Steve beni öldürmeye kalktı.

NOTCH: Ne diyorsun?!?

ALEX: Evet. Neyseki polisler önümüze çıktı da kurtuldum.

NOTCH: İyi, kurtulduğuna sevindim. Peki Steve şu an nerede?

ALEX: Nezarette, mahkemeye çıkarılmayı bekliyor.

NOTCH: Tamam. Peki şimdi ne yapacaksın, nerede kalacaksın?

ALEX: Kabul edersen ofisinin yatakhanesinde kalırım.

NOTCH: Olmaz. O ne yapar eder seni ofiste de bulur. Sana daha güvenli bir yaşam alanı bulmamız gerek.

- DEVAMI 3. BÖLÜMDE -

STEVE, ALEX'E KARŞI | 3. BÖLÜM

NOTCH: Buldum. Jeb'in evinde kalacaksın. Seni orada bulamaz.

ALEX: Öyle mi? Tamam, haber ver Jeb'e. Mesai bitiminde beni evine götürsün.

NOTCH: Şimdi arıyorum.

Notch, telefonunu çıkarır ve rehbere girerek Jeb'i arar.

NOTCH: Alo, Jeb.

JEB: Alo, Notch. Ne oldu?

NOTCH: Alex bir süreliğine sende kalacak. Nedenini hiç sorgulama.

JEB: Sorgulamazsam olmaz.

NOTCH: Aah, peki tamam anlatıyorum. Alex, Steve tarafından rehin alınmıştı. Canını zor kurtarmıştı. O yüzden bu kararı aldım. Eminim onun psikolojisini anlıyorsundur.

JEB: Anlıyorum, tamam. Mesai çıkışında onu bekliyor olacağım.

NOTCH: Tamam, görüşürüz.

JEB: Görüşürüz.

Steve ise hâlen nezarette beklemektedir.

STEVE: Ağaç oldum burada. Polis yok mu?

Birkaç saniye sonra nezaretin dışında birisi görünür. Bu kişi, Steve'ye yaklaşır ve onun gözlerinin içine bakar.

STEVE: Sen kimsin?

ANTHONY: Ben ''Takım Elbiseli''. Gerçek adım Anthony. Sen de Steve'sin.

STEVE: Evet, ama sen beni nereden tanıyorsun?

ANTHONY: Uzun hikâye Steve, boş ver. Memnun oldun mu tanıştığımıza?

STEVE: Evet, memnun oldum.

ANTHONY: Ben de. Şimdi gelelim asıl mevzuya.

STEVE: Asıl mevzu mu? Ne asıl mevzusu ha, beni mi öldüreceksin?

ANTHONY: Hayır, seni bu dört duvardan kurtaracağım. Asıl mevzu bu.

STEVE: Sen ciddi misin? Gerçekte beni kurtaracak mısın?

ANTHONY: Evet. A planı olarak Alex'e para karşılığında şikâyetini geri çekmesini teklif edeceğim. Kabul etmezse hapse girmen kesin ama merak etme. O zaman da B planı devreye girecek. Avukatlar aracılığıyla seni hapisten çıkaracağım ve eski hayatına kavuşacaksın. Bu yolda sadece bana güven yeter.

STEVE: Peki ya C planı? Bunlar olmazsa ne olacak?

ANTHONY: C planına ihtiyacın kalmayacak Steve, merak etme.

STEVE: Güzel ama sana teşekkür edebilmem için beni kurtarman gerek.

ANTHONY: Sabret, yarını bekle. Plan başarılı olursa yarın çıkarılırsın. Şimdilik gidiyorum, bay bay Steve.

STEVE: Tamam, bay bay.

Anthony, Alex ile görüşmek için Notch'un ofisine gider. Notch, ofisine giren Anthony'i samimiyetle karşılar. Neden mi? Anthony, uzun süre önce Notch'un kanına girmiştir. Notch, yaptığı her güncellemeyi ilk Anthony'e bildirmiştir. Uzun yıllar süren dostluk, hiç bitmemiştir. Her neyse, olaya dönelim.

NOTCH: Hoş geldin dostum.

ANTHONY: Hoş bulduk dostum.. Görmeyeli uzun süre oldu, nasılsın?

NOTCH: N'olsun iyiyim işte. Sen nasılsın?

ANTHONY: Ben de iyiyim. Alex nerede?

NOTCH: Bahçede, der ve saatine bakar. Onunla konuşacaksan çabuk ol dostum, mesai bitimine az kaldı.

ANTHONY: Tamam.

Anthony, koşar adımlarla bahçeye çıkar ve Alex'e yanaşır.

ANTHONY: Hey Alex.

ALEX: Efendim, der ve Anthony'e bakar. Pardon, siz kimsiniz?

ANTHONY: Ah, Anthony ben. Notch'un arkadaşı.

ALEX: Bana seni hiç tanıtmamıştı, Allah Allah. Neyse, memnun oldum.

ANTHONY: Ben de. Şimdi asıl söyleyeceğim şeye girmek isterim.

ALEX: Buyrun girin.

ANTHONY: Steve ile olay yaşamışsın, geçmiş olsun.

ALEX: Sağ ol Anthony.

ANTHONY: Sonra gidip Steve'den şikâyetçi olmuşsun. Ama o da ne yaptığını bilmiyordu be, sabahın köründe uykusuz uykusuz...

ALEX: Uykusuzsa neden bana sarmış ha?

ANTHONY: Dedim ya, ne yaptığını bilmiyordu. Cezayı hak edecek kadar kötü davranmadı bence. Ne dersin ha, geri al şu şikâyeti.

ALEX: Asla olmaz.

ANTHONY: Benim hatrıma?

ALEX: Ha ha, senin bende hatrın yok ki.

ANTHONY: Notch'un hatrına?

ALEX: Olmaz.

ANTHONY: 100.000$ versem?

- DEVAMI 4. BÖLÜMDE -

STEVE, ALEX'E KARŞI | 4. BÖLÜM

ALEX: İnanmam. Göster parayı.

Kısa bir beklemenin ardından Anthony telefonunu çıkarır ve internetten bulduğu bir para dolu kasa fotoğrafı gösterir.

ANTHONY: Al, kanıtım.

Ardından Alex de telefonunu çıkarır ve internete girerek fotoğrafın aynısını bulur.

ALEX: Aynısı internette de var. Beni mi kandırıyorsun?

Anthony, planın kötüye gittiğini fark eder ama yine de Alex'i bu konuda ikna etmeye çalışır.

ANTHONY: Yarın sana peşin parayı versem, şikâyeti geri alır mısın?

Alex, Anthony'e cevap verecekken Notch balkona çıkar.

NOTCH: Alex, haydi gel. Mesai bitti. Dostum sen de çık.

ALEX: Tamam Notch. Hemen geliyorum.

Notch, Alex ve Anthony ile birlikte ofisin dışına çıkar ve ofisi kilitler. Tam o sırada Jeb, Alex'i almak için gelir ve burada Alex, Jeb ile birlikte araca biner. Notch ve Anthony baş başa kalır.

NOTCH: Eee dostum, sen nereye gideceksin?

ANTHONY: Sen beni bekleme rahatına bak, otelde kalırım.

NOTCH: Benim evimde de kalabilirsin.

ANTHONY: Yok.

NOTCH: Tamam o zaman, görüşürüz.

ANTHONY: Görüşürüz.

Notch, ofisten uzaklaştıktan sonra Anthony, Steve'nin kaldığı karakola gider ve ona planın sonucundan bahseder.

ANTHONY: A planı henüz sonuçlanamadı Steve. Alex sorumu tam yanıtlayacakken Notch araya girdi. Ama kabul etmeyecek gibi görünüyor. Bu plandan artık medet umma. Hapistesin, geçmiş olsun.

STEVE: Ne!?! Nasıl başaramazsın ha, nasıl?

ANTHONY: Merak etme. Konuştuğumuz gibi olacak, B planı devreye girecek. Öyle ya da böyle kurtulacaksın.

STEVE: Hayır sana güvenmiyorum. Onu da başaramazsın.

ANTHONY: Güvenmiyor musun?

STEVE: Evet güvenmiyorum.

ANTHONY: Tamam. Sen bilirsin. Yine de seni hapisten çıktığında bekliyor olacağım, der ve karakoldan ayrılır.

Steve, Anthony gittikten sonra içlenir ve uzun uzun düşünür.

STEVE: Ya bu beni kurtaramazsa? Ya uzun yıllar hapiste kalırsam. Of, of!

Alex, Jeb ile birlikte muhteşem bir akşam geçirir. Jeb, onun için en iyi sürprizleri hazırlamış, en iyi hizmetleri sunmuştur. Alex, köydeki muhtara olduğu gibi ona da minnettar olmuştur.

ALEX: Sana teşekkür ederim Jeb. Beni krallar gibi yaşattın.

JEB: Ne demek, sen misafirsin. Haydi şimdi yat uyu, çok yorulmuşsundur.

ALEX: Tamam, iyi geceler.

JEB: İyi geceler.

- GÜN BİTER -

Yeni bir gün, yeni bir başlangıç... Sabah oldu. Steve dışındaki herkes kalktı. Notch, Jeb ve Alex'le birlikte ofise, Anthony ise Steve'nin yanına (yani karakola) gitti.

ANTHONY: Steve, der.

Ardından bağırarak tekrarlar.

ANTHONY: STEVE!

Steve, irkilerek uyanır.

STEVE: Aaaa, diye bağırır.

Etrafına bakar, Anthony'i görür.

STEVE: Ne bağırıyorsun, uyuyoruz burada.

ANTHONY: Az sonra kahvaltını verecekler. Kalk hadi.

STEVE: Tamam, der.

Kalkar ve kahvaltısını bekler. Kısa süre sonra bir polis gelir.

POLİS WERNER: Al kahvaltın.

STEVE: Eyvallah.

Kahvaltısını yer. O sırada Anthony ile de konuşur.

STEVE: Bugün ne yapacaksın?

ANTHONY: Az sonra Notch'un ofisine gideceğim. Alex ile konuşacağım. Düşündüm de, belki kabul eder. O yüzden peşin parayı da iş çantamla götüreceğim.

STEVE: Tamam.

ANTHONY: Yedin mi kahvaltıyı?

STEVE: Evet, yedim.

ANTHONY: Tamam o zaman ben ofise kaçıyorum. Çoktan açmıştır mesaiyi.

STEVE: Bay bay.

Anthony, taksi aracılığıyla Notch'un ofisine gider ve Alex'i sorar.

ANTHONY: Dostum merhaba, nasılsın?

NOTCH: İyiyim, sen nasılsın?

ANTHONY: Ben de iyiyim. Alex gelmedi mi?

NOTCH: Gelmedi. Az sonra gelir.

Bu sırada bir araç görülür ve araçtan Jeb ile Alex iner.

NOTCH: İşte geldiler.

ANTHONY: Ooo, hoş geldiniz.

ALEX: Hoş bulduk.

JEB: Bir dakika, sen kimsin?

ALEX: Ah, sana tanıtmamıştım. Anthony bu, Notch'un arkadaşı.

JEB: Ha, tamam. Ben de Jeb, memnun oldum.

ANTHONY: Ben de memnun oldum.

NOTCH: Haydi içeri girelim.

İçeri girerler ve buldukları koltuklara otururlar. Anthony, Alex'in kendisine bakması için kaşını oynatır ve çantayı gösterir. Alex'de kaşıyla Notch'u gösterir ve fısıldayarak ''Seslen'' der.

ANTHONY: Notch, iki dakika Alex'le konuşabilir miyim?

NOTCH: Konuşabilirsin.

Anthony ile Alex kalkıp bahçeye çıkarlar ve konuşma başlar.

ANTHONY: Bak çanta. Çantanın içinde para. Şikâyetini geri çekersen hepsi senin olacak.

Alex uzun süre çantaya bakar. Parayı kabul edip etmemek arasında kalır.

ANTHONY: Alex? Kararın ne? Evet mi, hayır mı?

ALEX: İçini göster. Paraların gerçek olduğunu kanıtla.

Anthony, çantayı açıp bir banknot çıkarır ve bu banknot üzerinde testler yapar. Paranın kırışık olmadığını, içinde mikro yazılar kullanıldığını ve Braille alfabesinden yararlanıldığını gösterir.

ALEX: Bir tane daha göster.

Anthony, bir banknot daha çıkarır ve o banknotta da aynı işlemleri yapar.

ANTHONY: Şimdi inandın mı Alex?

- DEVAMI 5. BÖLÜMDE -

STEVE, ALEX'E KARŞI | 5. BÖLÜM
ALEX: Hmm... Tamam, inandım. Geri alacağım şikâyeti.

ANTHONY: Hah, şöyle işte ya.

ALEX: Haydi gel hangi karakolsa gidelim geri alayım.

ANTHONY: Tamam.

Alex, Anthony ile birlikte Steve'nin kaldığı karakola gider ve polislerle konuşarak şikâyeti geri alır.

POLİS WERNER: Buyrun.

ALEX: Ben Steve'den şikâyetçi değilim. Şikâyeti geri çekiyorum.

POLİS WERNER: Tamam. Kendisini biraz sonra nezaretten çıkarıp özgürlüğüne kavuşturacağız.

Birkaç dakika sonra Steve nezaretten çıkarılır ve Anthony'lerin yanına gönderilir.

STEVE: Anthony. Başardın mı?

Anthony, eliyle ''Sus'' işareti yapar ve Alex'i gösterir.

STEVE: Aaa, evet baş-ardın. Ha ha.

ANTHONY: Steve.

STEVE: Efendim.

ANTHONY: Kendini komik mi zannediyorsun?

STEVE: Evet, öyleyim de zaten.

ANTHONY: Haydi gel dışarı çıkalım Alex. Steve buradaki oksijeni boşa harcıyor.

Alex, Anthony ile dışarı çıkar ve aklına takılan bir soruyu sorar.

ALEX: Anthony.

ANTHONY: Efendim.

ALEX: Steve ''Başardın mı?'' demek isterken neyi kastetti?

ANTHONY: Hiçbir şeyi, sadece aptalca bir espri yapmak istedi.

ALEX: Ha, tamam.

ANTHONY: Sana taksi çağırayım da ofise geri git.

ALEX: Peki tamam da sen neyle geleceksin?

ANTHONY: Bulurum bir şeyler, sen sıkıntı yapma, diyip taksiyi çağırır.

Birkaç dakika sonra taksi gelir ve Alex taksiye binerek Notch'un ofisine gider. Anthony ise nezarete geri girer ve Steve ile konuşur.

ANTHONY: Steve gel. Sana durumu izah edeceğim.

STEVE: Neyi izah edebileceksin acaba?

ANTHONY: Alex'le iyi geçiniyorum, evet ama benim bunu yapmam gerekiyor. İnsanların kanına girebilmek için onlara tam güveni vermem gerekiyor. Beni anla lütfen. Bak işte seni kurtardım.

STEVE: İyi ki de kurtardın, gerçek yüzünü gördüm en azından. Fırıldak olduğunu, herkesin etrafında dört döndüğünü gördüm. Kesin bilmediğim bir dostluğun daha vardır.

ANTHONY: Evet, var.

STEVE: Hah, biliyordum. Kiminle?

ANTHONY: Notch'la.

STEVE: Benle dostsun, Alex'le dostsun, Notch'la dostsun. Daha kimler var kim bilir?

ANTHONY: Kız gibi davranma. Yemin ederim daha dostum yok.

STEVE: Anca kendini kandırırsın. Gidiyorum ben, der ve ses kaydını durdurur.

Durdurduğu ses kaydını ve not defterine yazdığı telefon numarasını Anthony'e vererek;

STEVE: Hepsi bir şakadan ibaretti. Al şu ses kaydını, Notch'a küstüğümüzü söyle. Evin olmadığını, bir yerde kalman gerektiğini söyle. Acın, hep yaparsın. Geçir duygunu ona. Daha sonra Notch seni Jeb'in veya kendinin evine aldığında onun tüm söylediklerini harfiyen bana ilet. Ofisten haberdar olmak istiyorum. Şu da telefon numaram, beni bu numaradan ara, der.

ANTHONY: Tamam, der ve gülümser. Bir an beni çok korkuttun.

STEVE: Evet, kusura bakma. Hadi ben çıkıyorum, görüşürüz.

ANTHONY: Görüşürüz.

Steve karakoldan ayrılarak Swampland'daki evine, Anthony ise ses kaydıyla birlikte Notch'un ofisine gider.

NOTCH: Dostum, hoş geldin. Biraz geciktin sanki.

ANTHONY: Evet, kusura bakma, der ve yüzünü asar.

NOTCH: Dostum, ne oldu sana?

ANTHONY: Boş ver.

NOTCH: Hayır, söyle. Ben senin dostunum.

Anthony, ses kaydını çıkarır ve Notch'a uzatır.

NOTCH: Dostum, bu ne?

ANTHONY: Mutsuzluğumun sebebi, aç dinle.

Notch, ses kaydını açar ve dinlemeye başlar. Steve ile Anthony'nin küstüğünü öğrenir.

NOTCH: Bak sen şu işe, demek onu kurtarmana rağmen seni satıyor ha?

ANTHONY: Maalesef evet, dostum. Şu zalim dünyada böylesi insanlara güvenmek hata zaten. Beter olsun inşallah.

NOTCH: Ne dediysen on misli ona dönsün.

ANTHONY: İnşallah.

NOTCH: Neyse hadi gel. Diğerlerine de söyleyelim bunu.

ANTHONY: Tamam.

Notch, Anthony'le ofise girer ve haberi Jeb - Alex'le de paylaşır.

NOTCH: Jeb, Alex.

JEB - ALEX: Evet Notch.

NOTCH: Steve, Anthony'i satmış. Alın dinleyin şu ses kaydını.

İlk önce Alex dinler ve gülümseyerek yanıtlar.

ALEX: Ha ha, ondan da bu beklenir zaten.

Ardından ses kaydı Jeb'e uzatılır ve o da ses kaydını dinler. Kaydın ortasında can alıcı kelimeler duyar ve bunları ofisle paylaşır.

JEB: Bir dakika. Anthony, Alex.

ANTHONY - ALEX: Evet Jeb.

JEB: İyi geçinme? Kanına girme? Bilmediğimiz bir anlaşma mı var?

Alex'le Anthony birbirine baktıktan sonra aynı anda;

- DEVAMI 6. BÖLÜMDE -

STEVE, ALEX'E KARŞI| 6. BÖLÜM

ANTHONY - ALEX: Evet, derler.

Ardından Alex konuşmaya devam eder ve anlaşmayı itiraf eder.

ALEX: Evet, anlaştık. Bana 100.000$ verdi ve ben de şikâyetimi geri çektim. İşin ucunda para olunca hayır diyemedim, kusura bakmayın.

JEB: Demek güvendiğimiz karlara dağlar yağdı ha?

Alex, başını öne eğer ve Jeb'in sözünü bitirmesini bekler.

JEB: İyi sana 100.000$ vermişse dışarıda da geçinebilirsin artık. Notch'un ofisinden de, benim evinden de kovuldun. Çıkabilirsin.

Alex, hiçbir şey demeden dışarı çıkar. Anthony ise Alex'i dışarıya çıkana kadar seyrettikten sonra;

ANTHONY: Bari böyle gitmeseydi.

JEB: Anthony.

ANTHONY: Evet Jeb.

JEB: Sen de az fırıldak değilmişsin ha. Kimi bulsan dost edinmişsin. En azından beni bulmadın, çok şükür.

ANTHONY: İyi kalpliliğimden Jeb, iyi kalpliliğimden.

JEB: Tabii canım, kesin öyledir. Seni de daha fazla yormayalım istersen ha, Alex'e rüşvet teklif edecek kadar zenginsen buradan daha iyi yerlerde yaşayabilirsin.

ANTHONY: Doğru, haklısın.

JEB: Tamam, şuradan gönderelim seni, diyip kapıyı gösterir.

Anthony, Notch'un ofisini terk eder ve Alex'e doğru koşarak onu durdurur.

ANTHONY: Alex dur.

ALEX: Ne var?

ANTHONY: Bak, istersen birlikte yaşayabiliriz. Kovulduktan sonra ofise tekrar dönecek kadar onursuz biri değilsindir herhalde.

ALEX: Kovulmamın sebebine bakacak olursak, sana da ihtiyacım yok bence, der ve gider.

Steve ise olaylardan bihaber, küçük şirin evinde televizyon izleyip çayını yudumlar.

STEVE: Hayat ne kadar güzel be. Anthony elimin altında, ev desen var. Oh be.

Bu sırada Steve'nin telefonu çalar. Arayan kişi Anthony'dir.

STEVE: Alo Anthony, haber mi var Notch'dan?

ANTHONY: Evet Steve. İki tane kötü haberim var, hangisiyle başlayayım?

STEVE: Kötü mü? Tamam, sondan başla o zaman.

ANTHONY: Peki, söylüyorum. Notch'un ofisinden Alex ile birlikte kovuldum.

STEVE: NE!?! Nasıl başardın bunu, APTAL!

ANTHONY: Ses kasedi yüzünden. İkinci haber de bu. Alex'le de, Notch'la da dostluğum sona erdi. Artık tek dostum sensin, oh yeah.

STEVE: Hayır. Artık tek başınasın. Çünkü bi' haltı beceremedin, geri zekalı.

Steve, telefonu Anthony'in yüzüne kapatır ve onu rehberden siler.

STEVE: Lanet olsun. Galiba yine Notch'un eline düştüm.

Steve, hazırlanarak uzun süre gitmediği ofise gider.

JEB: Steve. Hoş geldin, biz de az sonra seni aramak üzereydik. Haydi, gir içeri. Notch seni bekliyor.

Steve, şaşkın bir yüz ifadesi ile içeri girer ve Notch'un yanına oturur.

NOTCH: Steve.

STEVE: Evet Notch.

NOTCH: Anladım ki, Alex'e çok fazla güvenerek seni kaybetmişim. Beni affet, senin değerini bilmemişim.

Steve, Notch'un söyledikleri karşısında şoka uğrar ve gülümsemeye başlar.

STEVE: Ha ha, affettim gitti.

Steve, Notch'u affeder ve ona sarılır. Ardından Jeb, ikiliye kahve getirir ve uzun bir sohbet başlar. Bu sırada Alex ise, ormandaki çimenlere yatarak ne yapacağını düşünmektedir. Elinde bir 100.000$ vardır, bu parayla ev alabilir. Yaşadıklarını unutmak için köye gidebilir ve köy sakinleriyle vakit geçirerek gününü gün edebilir. Her neyse, Alex'in yanına bir Creeper gelir.

CREEPER: Alex kardeş.

ALEX: Aaa! Creeper.

CREEPER: Dur kaçma, otur şöyle. Patlamayacağım.

ALEX: Creeper. Sen konuşabiliyor muydun? Sadece masallarda denilirdi bana.

CREEPER: Evet, öyle denilir ama sen onlara inanma. Gerçekten ne zaman konuşurum biliyor musun?

ALEX: Ne zaman Creeper?

CREEPER: Birisi efkârlandığı, dara düştüğü zaman konuşurum Alex kardeş. Çaresizlere kapımı açar, onlara gözüm gibi bakarım.

ALEX: Creeper, sen ciddi misin?

CREEPER: Evet, ciddiyim. Haydi gidelim, sana evimi göstereyim.

Creeper, Alex'le birlikte evine gider ve ona evini gösterir. Ancak Alex'in kafasına takılan bir nokta vardır: Bu rezidanstaki dairelerden biri Jeb'e aittir ve girdikleri daire Jeb'indir.

ALEX: Hayır Creeper burası senin dairen değil, Jeb'in dairesi.

CREEPER: Hayır Alex, benim dairem. Bak, der ve elindeki anahtarı gösterir.

Alex, Creeper'in (veya Creeper görünümlü kişinin) gösterdiği anahtarla ev sahibi olduğuna inanmaz. Onu Jeb ve Notch'la arasını daha çok açmaya çalışan bir kişi olarak görür.

ALEX: Hatta sen Creeper bile değilsin, çıkar o svetşörtü. Seni fark etmediğimi mi sanıyorsun?

CREEPER: Fark etsen benimle buraya kadar gelmezdin, ama artık fark etmen için çok geç, der ve çaldığı anahtarla kapıyı kilitler.

Alex, bu Creeper görünümlü kişiden korkmaya başlar ve Jeb'in evine gelmemesi için dua eder.

ALEX: Tamam. Kurtulmak için ne istersen yapacağım. Söyle, ne istiyorsun benden?

CREEPER: Jeb gelene kadar burada benimle kalacaksın. Geldiğinde kapıyı açamayacak, çünkü anahtarını ben çaldım. İş böyle olunca çilingir çağıracak ve kapıyı çilingire açtıracak. O tam girecekken ben canım pahasına balkondan aşağı sarkacağım ve böylelikle beni görmemiş olacak. Kabak da senin başına patlayacak.

ALEX: Ha ha, bütün planı açıkladığının farkında mısın?

CREEPER: Evet. Ben kimseden korkmuyorum, benim kaybedecek bir şeyim yok ama senin hâlâ var. O yüzden, şu an sana saldırıyorum.

Alex, bu Creeper görünümlü kişinin kim olduğunu merak eder. Bu kişi, Alex'den ne istiyordur? Alex'le alıp veremediği ne vardır? En önemlisi, kimdir bu kişi?

- DEVAMI 7. BÖLÜMDE -

NOT: Finale adım adım yaklaşıyoruz. Bilginize.

Steve, Alex'e Karşı | 7. BÖLÜM

Alex'in düşünmek için süresi azdır ancak ne yapıp edip güzel bir kurtuluş yöntemi bulmalı ve ikinci dostluk darbesini yememesi gerekmektedir.

ALEX: Ben de saklanırım, çok mu zor?

CREEPER: Tabii ki. Etimi çiğnemeden saklanamazsın.

Bu sırada kapının dışından bir ses duyulur. Jeb gelmiştir.

JEB: Anahtar hırsızı! Buradasın biliyorum. Aç kapıyı yoksa ben gelirim.

CREEPER: Ha ha, işte geliyor. En geç yarım saate kapıyı açar.

Creeper svetşörtlü insan anahtarı Alex'e fırlatır ve saklanmak için balkona kaçar. Alex de onu takip eder ve ölümle tehdit eder.

ALEX: Öldürürüm seni. Yok olup gidersin.

CREEPER: Şu yaptıklarının üstüne bir de katil olacaksın öyle mi? Güzel, hapsi boylamak üzeresin.

Alex, bu sözün üzerine biraz düşünür ve Creeper svetşörtlü insanı öldürmekten vaz geçer.

ALEX: Şanslı günündesin. Haydi gel, kurtuldun.

CREEPER: (korkmuş hâlde) Oh, oh. Bir an gerçekten öleceğimi zannettim, Alex. Balkondan falan sarkmayacağım.

ALEX: İşte öyle korkuturlar. Şimdi sıra foyanı ortaya çıkarmada. Aç svetşörtünü.

CREEPER: Hayır, olmaz.

Alex zar zor svetşörtü açar ve svetşörtün içindeki kişinin Anthony olduğunu öğrenir.

ALEX: Anthony?

ANTHONY: Alex, açıklayabilirim.

ALEX: Neyi açıklayacaksın ha, diyip yerdeki anahtarı alır ve kapıya yönelir.

Bu sırada kapı açılır ve Jeb ile Alex yüz yüze karşılaşır.

JEB: Alex.

ALEX: Jeb.

JEB: Yaptığın o kadar şey yetmiyormuş gibi bir de bu ha?

ALEX: Jeb, bir dakika.

JEB: Çekil önümden, evime gireceğim.

Jeb, gördüklerinin şokuyla eve girer ve burada da Anthony ile karşılaşır. Bunun üzerine ikisinin yüzüne tek tek bakarak elleriyle alkış tutar ve konuşmasına başlar.

JEB: İkinizi şirketten haklı sebeplerimizle kovduk diye kendinizi affettirmek yerine anlaşıp böyle bir şey yapmak istediniz öyle mi? Bravo, intikamınızı beni otuz dakika evimin kapısının önünde çilingirle oyalayarak aldınız. Anthony.

ANTHONY: Buyur Jeb.

JEB: Alex'e rüşvet vermiştin, yanılmıyorum değil mi?

ANTHONY: Evet Jeb, yanılmıyorsun.

JEB: O zaman çıkın dışarı, bölüşün parayı. Ben sizi öldürmeden bu şehri terk edin.

Alex ile Anthony dışarı çıkar ve Alex, 100.000$'nin yarısını Anthony'e uzatır.

ALEX: Al şu parayı, bir daha da sakın karşıma çıkma.

ANTHONY: Tamam tamam, ben de çok hevesli değilim zaten.

Anthony, elindeki parayla uzaklaşıp gider. Alex ise gördüğü ilk kaldırım taşına oturur ve kara kara düşünmeye başlar. Birkaç dakika sonra sırtına bir el uzanır. Uzanan el, Steve'nin elidir.

STEVE: Ne oldu Alex, dara mı düştün?

- DEVAMI 8. BÖLÜMDE -

Steve, Alex'e Karşı | 8. BÖLÜM

ALEX: Steve, sen nereden çıktın?

STEVE: Alex, bunu sorgulamanın sırası değil. Yaşananları biliyorum, Anthony bana da aynı darbeyi vurdu. O yüzden seni anlayabiliyorum. Köyün muhtarı ile konuştum, kendini iyi hissedene kadar köyde kalacaksın.

ALEX: Steve, çok teşekkür ederim ama gerek yoktu. Zaten ev tutacak param da var, köye yük olmayayım.

STEVE: Olur mu öyle şey, haydi gel.

Steve, Alex'i kolundan tutar ve köyün muhtarının evine götürür.

STEVE: Muhtarım, biraz zor oldu ama getirmeyi başardım.

MUHTAR: İyi bakem. Alex, hoş gelmişsin. Ne zamandır gelmiyon, ne oldu anlat bakem?

ALEX: Bir şey olmadı muhtarım.

MUHTAR: Çözdünüz mü Steve'yle husumetinizi?

STEVE: *araya girer* Çözdük muhtarım.

MUHTAR: Eyi. Hadi bakem, ev size emanet. Akşama geleceğim.

STEVE: Hayırlı işler muhtarım.

Mojang Ofisi'nde ise işler karışıktır. Jeb ve Notch, dost bildikleri Alex ile Anthony'nin hainliklerini düşünerek zaman geçirirler.

JEB: İnsan Steve'yi arıyor be. Bizi aldatmayan, arkamızdan vurmayan tek adam o. Hata yaptık be, hata yaptık ulan.

- GÜN BİTER -

Steve, mışıl mışıl uyuyan Alex'i uyandırmaya kıyamaz ve evden sessizce çıkar. Bu sırada telefonu çalar.

STEVE: Alo.

JEB: Alo, Steve. Sen misin?

STEVE: Benim. Buyur, ne oldu?

JEB: Hemen ofise gel, çok acil.

STEVE: Neden?

JEB: Nedenini sorma, gel sadece.

STEVE: Peki tamam.

Steve, taksi aracılığıyla ofise gelir ve ofiste Jeb onu karşılar.

JEB: Hoş geldin Steve, geç şöyle.

Steve, ne olduğunu anlamadan içeri girer ve orada da Notch ile karşılaşır.

NOTCH: Steve, merhaba. Seni bir daha görebilmek ne büyük şeref.

STEVE: Notch, iyi güzel de neden buradayım ben?

NOTCH: Sana bir şans daha vermek istiyorum Steve, diyip elindeki kâğıdı uzatır.

STEVE: Notch, ne bu?

NOTCH: Ömür boyu güven anlaşması Steve. Eğer imzalarsan tekrar oyunun bir numaralı karakteri olacaksın ve bizi aldatmayacağına, arkamızdan vurmayacağına dair söz vereceksin.

STEVE: Tamam öyleyse, diyip kâğıdı imzalar.

JEB: Tebrikler Steve.

STEVE: Teşekkürler Jeb.

- DEVAMI 9. BÖLÜMDE -

Steve, Alex'e Karşı | 9. BÖLÜM

Anthony, herkesi kaybettiğini fark eder ve bunun üzerine yeni bir plan oluşturmaya başlar. Herkes onu geçersiz sebeplerle hiçe saymışken o boş boş oturamaz, değil mi yani?

Planına ortak olacak birilerini aramak için sokağa çıkar ve Swampland şehrindeki herkesi çekiciliğiyle çekeceğini düşündüğü bir kadını durdurur.

ANTHONY: Pardon hanımefendi, rahatsız ediyorum da adınız nedir?

RANA: Rana ben.

ANTHONY: Size 200 dolar versem benimle çalışır mısınız?

RANA: Kusura bakmayın, başka o*****lara lütfen.

ANTHONY: O zaman para vermeyeyim de gelin ne olursunuz.

RANA: Sapık mısınız siz? Bakın polisi arayacağım şimdi.

ANTHONY: Öf tamam be, ne hâlin varsa gör.

Steve, imzaladığı anlaşmadan sonra basın toplantısına katılır ve muhabirlerin sorularını yanıtlar.

MUHABİR: Yaşadığınız bunca sıkıntıdan sonra size daha önce sırtını dönmüş olan Mojang'la güven anlaşması imzalamanız ne kadar doğru?

STEVE: Olaylar yaşanır ve biter. Bundan sonrası için geçmişi sorgulamak yanlış olur.

MUHABİR: Mojang ile anlaşma imzaladıktan sonra Alex ile bir gün geçirdiğiniz söylentileri var.

STEVE: Evet ama hepsi köyümüzün muhtarı sayesinde gerçekleşti. Aramızda daha önceden yaşanan husumetleri bildiği için bizi barıştırmak istedi. O yüzden böyle bir şey yaptı. Yani bunda herhangi bir aldatma, arkadan vurma yok.

MUHABİR: Peki, bana zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.

STEVE: Ne demek, ben teşekkür ederim.

Steve, toplantı sonası eve dönerken Notch onu telefonla arar.

STEVE: Alo Notch, nasılsın?

NOTCH: İyiyim Steve, bir şey soracağım.

STEVE: Buyur sor.

NOTCH: Alex ile bir gün geçirdiğin gerçekten doğru mu?

Steve, kovulma kaygısıyla bir süre vereceği cevabı düşünür.

STEVE: Evet ama bunun için beni de kovmayacaksın değil mi?

NOTCH: Aksine, bu davranışını takdir ediyorum bile. Bir oyun kahramanı olarak iyi kötü herkese arkadaş canlısı davranıyorsun ve bu yüzden milyonlar seni idol alıyor. Böyle devam, kahraman.

STEVE: İdol olabiliyorsam ne mutlu bana Notch. İyi geceler.

NOTCH: İyi geceler.

- GÜN BİTER -

Anthony, sabah kalkar kalkmaz yazı tahtasına hatırladığı rüyasını yazar. Bu rüyada Steve, Jeb'i öldürmektedir ve arkasına bakmadan orayı terk etmektedir. İşte, güzel olduğunu düşündüğü bir intikam planı: Steve, Jeb'i gerçekten öldürecektir. İyi de, bunu nasıl yapacaktır?

- ANTHONY'NİN İNTİKAM PLANI SEZON FİNALİ OLAN 10. BÖLÜMDEDİR. -
 
Son düzenleme:

KollarimiVerin

Marangoz
Mesajlar
45
En iyi cevaplar
0
Beğeniler
65
Puanları
0
STEVE, ALEX'E KARŞI | 2. BÖLÜM
Sabaha karşı Alex ile birlikte tüm köy halkı büyük bir gürültü ile uyandı. Tüm perdeler aynı anda açıldı, dışarıda eli silahlı birisi vardı. Mavi tişörtlü, mavi pantolonlu... Steve'ydi bu kişi. Alex için gelmişti, ikisinin arasında yaşananlardan köy halkı haberdar değildi. Alex, muhtardan usulca izin istedi, dışarıya çıktı.

ALEX: Ne istiyorsun?

STEVE: Seni.

ALEX: Hadi git işine.

STEVE: Zorluk çıkarma.

Alex, koşarak kaçmaya başlar ve Steve de onu kovalar. Köy halkı, olası bir çatışmayı önlemek içi polise ihbar verir ve Alex'ten haber beklerler. Steve ve Alex arasındaki kovalamaca devam eder, ta ki polisler ikilinin önüne çıkana kadar. Steve, polisleri görünce Alex'i kendisine çeker ve rehin alır.

STEVE: Yaklaşmayın! Yoksa bu zavallının son günü olur.

Polisler, arkadan Steve'ye sessizce yaklaşan destek birimlerini fark ederler. Steve'nin durumu anlamaması için ona yumuşuyormuş gibi yaparlar.

POLİS WHITEMAN: Tamam, diyip elindeki silahı yere atar. Onu bırak.

STEVE: Ha ha, işte bu.

Bu sırada birkaç kol Steve'yi kavrar ve tutup çekilerek kelepçelenir.

ALEX: Size çok teşekkür ederim, hayatımı kurtardınız.

POLİS WHITEMAN: Ne demek, bu bizim görevimiz.

Steve, arabaya bindirilerek karakola götürülür ve sorguya çekilir.

POLİS ROBSON: Neden masum bir vatandaşı rehin alarak polisleri tehdit ettin?

STEVE: Bu ikimizin arasında yaşanan bir olay, sizi ilgilendirmez.

POLİS ROBSON: İlgilendirir ulannn, der ve elini masaya vurur.

Steve, Memur Robson'un kötü polisi oynadığını fark eder ve ötmez.

STEVE: Avukatım olmadan konuşmam.

POLİS ROBSON: Öyle mi? Bekle bakalım ötüyor musun ötmüyor musun, der ve sorgu odasını terk ederek işi Memur Whiteman'a bırakır.

POLİS WHITEMAN: Acıktın mı?

STEVE: Yani, evet.

Whiteman, sandviçi getirir ve Steve'ye uzatır.

POLİS WHITEMAN: Al bunu ye.

STEVE: Eyvallah.

Steve, sandviçini yerken Whiteman onun açığını bulmaya çalışır ve sorular sorar.

POLİS WHITEMAN: Sen nerede yaşıyorsun?

STEVE: Swampland'da, bir küçük evde.

POLİS WHITEMAN: Hmm, peki nasıl geçim sağlıyorsun?

STEVE: Tarım yapıyorum, balık tutuyorum. Hayvan da avlıyorum.

POLİS WHITEMAN: Swampland'da pek tarıma elverişli arazi yok. Nerede tarım yapıyorsun?

STEVE: Bir köyde tarım yapıyorum, der. Yavaş yavaş ötmeye başlar.

POLİS WHITEMAN: Evden köye kaç dakikada varıyorsun?

STEVE: Yürüyerek beş dakikada varıyorum.

Whiteman, Swampland köylerinin bulunduğu konumlara ve olayın gerçekleştiği yere bakar. Steve'nin Alex'i kovaladığı köyde tarım yaptığını fark eder.

POLİS WHITEMAN: Köyden tanıdığın insanlar var mı?

STEVE: Ooo, olmaz mı? Muhtarı çok samimi, insanları da. Tanısan iyi edersin.

Whiteman, yavaş yavaş Alex olayına girmeye başlar.

POLİS WHITEMAN: Köye şu sıralarda yeni birisi girmiş, biliyor musun?

STEVE: Aaa, kimmiş ki o? Hiç görmedim.

POLİS WHITEMAN: Şu sabah peşinden koştuğun var ya, hiç mi görmedin?

STEVE: Ha şu kovaladığım mı, der ve tufaya getirildiğini fark eder. Ulan her şeyi itiraf ettim ya.

POLİS WHITEMAN: Teşekkürler Steve, sorgu tamamlandı.

Steve, sorgu sürecinden sonra nezarete atılır ve mahkemeye çıkarılmayı bekler. Bu sırada Alex'in de ifadesi alınır. Alex, ifadesinde Steve'den şikâyetçi olduğunu belirtir. İfade sonlandıktan sonra Notch'un ofisine gider ve en üst kata çıkarak kapısını çalar.

ALEX: Girebilir miyim?

NOTCH: Gir Alex.

ALEX: Notch, bugün Steve beni öldürmeye kalktı.

NOTCH: Ne diyorsun?!?

ALEX: Evet. Neyseki polisler önümüze çıktı da kurtuldum.

NOTCH: İyi, kurtulduğuna sevindim. Peki Steve şu an nerede?

ALEX: Nezarette, mahkemeye çıkarılmayı bekliyor.

NOTCH: Tamam. Peki şimdi ne yapacaksın, nerede kalacaksın?

ALEX: Kabul edersen ofisinin yatakhanesinde kalırım.

NOTCH: Olmaz. O ne yapar eder seni ofiste de bulur. Sana daha güvenli bir yaşam alanı bulmamız gerek.

- DEVAMI 3. BÖLÜMDE -
Hikayemiz, kaç Bölüm sürecek?
Çok beğendim de o yüzden. :D
 

Üst