Xxbydemir06xX
Ağaç Yumruklayıcı
- Mesajlar
- 11
- En iyi cevaplar
- 0
- Beğeniler
- 6
- Puanları
- 80
Kasvetli ve nemli bir gece idi. Gözler sadece derinden etkilenen bir ışık süzmesi ile açılıyor ve kapanıyordu. Mine aleminin en kötü kabusu ve savaşının çanları çalmaya başlıyordu.
-Herkes derin mi derin bir uyku halinde idi. Sadece Oki-san uyumuyordu. Dağların ve o yem yeşil çimenlerin üstüne yatmış, kamp yaptığı alana serilmiş karanlık ama bol yıldızlı bir gök yüzünü izliyordu. İşte o an büyük bir ışık parıltısı ile her yer aydınlandı etraf bir ansa çalkalandı. Oki-san gözlerine inanamıyor ve ışık süzmesinin için den yere düşen alev topuna doğru koşmaya başladı. Ormanlık alana doğru yavaş bir biçim de giriş yapmaya başlamıştı. Orman o kadar sık ve karanlıktı ki hemen yanın da gezdirdiği sırt çantasından meşalesini çıkartıp çakmak taşları ile yaktı kısık bir görüş mesafesine sahip olsa bile etrafını tanımlaya biliyordu ilk önce yol da gelirken aklından geçenleri dışın dan konuşmaya başladı.
Oki-san " Işığın içinden ne düşüyor. Bir uzaylı yok yok , bir canavar olabilir miydi ? " Tüm yol boyunca bunu düşünüp duruyordu hafif bir mırıltılı bir ses tonu ile bunları düşünürken hemen ardından yere düşmüş ölü dallar ve yaprakların hışırtılarını duydu onun arkadasın dan biri daha geliyordu. Oysa herkes uyuyordu o kalkıp koşarken ve ondan başka gören de olmamıştı o zaman arkasın da olan kişi kimdi ? Yavaşça meşale'nin ışığını söndürdü ve etrafında bulunan en geniş gövdeli ağacın arkasına saklandı. Şimdi onu beklemesi lazımdı.
-Herkes derin mi derin bir uyku halinde idi. Sadece Oki-san uyumuyordu. Dağların ve o yem yeşil çimenlerin üstüne yatmış, kamp yaptığı alana serilmiş karanlık ama bol yıldızlı bir gök yüzünü izliyordu. İşte o an büyük bir ışık parıltısı ile her yer aydınlandı etraf bir ansa çalkalandı. Oki-san gözlerine inanamıyor ve ışık süzmesinin için den yere düşen alev topuna doğru koşmaya başladı. Ormanlık alana doğru yavaş bir biçim de giriş yapmaya başlamıştı. Orman o kadar sık ve karanlıktı ki hemen yanın da gezdirdiği sırt çantasından meşalesini çıkartıp çakmak taşları ile yaktı kısık bir görüş mesafesine sahip olsa bile etrafını tanımlaya biliyordu ilk önce yol da gelirken aklından geçenleri dışın dan konuşmaya başladı.
Oki-san " Işığın içinden ne düşüyor. Bir uzaylı yok yok , bir canavar olabilir miydi ? " Tüm yol boyunca bunu düşünüp duruyordu hafif bir mırıltılı bir ses tonu ile bunları düşünürken hemen ardından yere düşmüş ölü dallar ve yaprakların hışırtılarını duydu onun arkadasın dan biri daha geliyordu. Oysa herkes uyuyordu o kalkıp koşarken ve ondan başka gören de olmamıştı o zaman arkasın da olan kişi kimdi ? Yavaşça meşale'nin ışığını söndürdü ve etrafında bulunan en geniş gövdeli ağacın arkasına saklandı. Şimdi onu beklemesi lazımdı.