Zeynepxy
Ağaç Yumruklayıcı
- Mesajlar
- 13
- En iyi cevaplar
- 0
- Beğeniler
- 6
- Puanları
- 60
Herkese merhaba;
Franz Kafka için diyeceklerim yazardan çok daha fazlası galiba.. Aşık, kavuşamamış, hem gelememiş hem gidememiş. Büsbütün ortada kalmış öyle, çaresiz. Acaba kaçınız hiç görmediğiniz veya 3-4 kere gördüğünüz birisini büyük bir aşkla sevebilirsiniz? Belki herkesin cevabı sevebilirim olacaktır. Ancak yanılıyorsunuz. Çoğumuz böyle bir aşkı yaşayacak yapıda ve belki de kapasitede değiliz. Yaparım diye yola çıkanların, gidişi ile tanışığız hepimiz...
Kafka'da bu aşkı çok güzel göreceksiniz. Mesafelere rağmen devam eden ve sadece mektuplaşarak süren bir aşk öyküsü. Kafka'nın isyanları ile dolu, insanın sevdiğinin yanında olamaması, cansız masanın, sandalyenin bile ondan daha şanslı olması ne büyük haksızlıktır? Ve maalesef tek taraflı bir aşk hikayesi olduğu gibi tek taraflı bir mektup satırlarını okuyoruz.. Milena’nın da mektupları olsaymış keşke, karşılıklı bir konuşmada diğer tarafı duyamamak ne kadar büyük eksiklikse, bir aşkın diğer tarafının da dilsiz kalması o kadar kötü bir durum.
Bu kitap mektuptan çok daha fazlası, içinize dokunacak, okuduğunuz her sayfanın etkisinde kalacağınız bir kitap. Bir erkeğin ne kadar acizlenebileceğini ve çaresizlik içine düşebileceğini gösteren nadir eserler biri.. Okurken, gerçekten aşk bu mu? yoksa ulaşılmazlık mı onu böyle yapan, bu kadar harlandıran?? Kafka gerçekten aşık mı yoksa bir klasik erkek betimlemesi olan kadınlarla hayata tutunan bir model mi ? Çok soruya sürükleyen bir kitap. Okumanızı tavsiye ediyorum..
''Asla beraber olamayacağız,
aynı evi, aynı teni paylaşmayacağız,
aynı masada oturmayacağız,
hatta aynı şehirde bile oturmayacağız..''
''Asla beraber olamayacağız,
aynı evi, aynı teni paylaşmayacağız,
aynı masada oturmayacağız,
hatta aynı şehirde bile oturmayacağız..''
Son düzenleme: