- Mesajlar
- 661
- En iyi cevaplar
- 18
- Beğeniler
- 1,704
- Puanları
- 1,310
Yunan mitolojisinde yeri bulunan bu olay hikayeleştirilerek anlatılmıştır.
Eros ve Psyche
Psyche’nin babası Milet kentinin kralıydı. 2 tane de ablası vardı ama Psyche içlerinden en güzeliydi. Güzelliği dillere destandı ki erkekler bile ondan çekinirdi. O yüzden kimse onun bir koca bulamayacağını düşünürdü. Fakat asıl sorun bir koca adayı bulması değildi. Tanrıça Afrodit’in ilgisini kötü anlamda üzerine çekmesiydi.
Halk Psyche’nin güzelliğine öylesine tapıyordu ki güzellik ve aşkın tanrıçası Afrodit unutuldu. Tapınaklarına kimse gitmez oldu. Psyche’nin yeni Afrodit olduğunu söyleyenler bile vardı. Kendini beğenmiş ve beğenmekte de haklı olan Tanrıça’nın kulağına bunlar gittiğinde hoşuna gitmedi. Birkaç bin yıllık hayatında her zaman ilgi odağı olmaya alışan Afrodit unutulduğunu gördüğünde katlanamadı. ‘’Oğlu veya oğlu olarak gördüğü’’ aşk tanrısı Eros’u çağırdı. Bir tanrı veya tanrıçaysanız insanların gözünüzde çok değeri yoktur, öldürmekten veya canlarını yakmaktan çekinmezsiniz. Eros’a emretti, Psyche’yi sihirli oklarıyla dünyanın en çirkin yaratığına aşık etmesini istedi. Eros ilk görüşte aşkın, fiziksel çekimin tanrısıydı. Psyche’ye aşık oldu, oku kendi kalbine geldi. Afrodit bunu öğrense kızı öldürürdü. O yüzden Eros kendini saklayarak Psyche ile aşk yaşamak istedi.
Kral kızının bekar durumu hakkında hala umutsuzdu. Kahinlere danıştı. Kahinlerden aldığı yanıt pek bir korkunçtu. Kızının bir canavarla evleneceğini öğrendi, ki bu yalan değildi çünkü aşk bir canavardır. Bu canavar onu gece yüksek bir kayalıktan alacaktı. Kahin bizzat kehanet tanrısı Apollo olarak konuşmuştu. Ne yazık ki kahinin ona hükmettiği kadere karşı gelemeyecek olan kral durumu kabullendi. Kızını o kayalığa gelinliği ile bıraktı. Psyche bir gelin gibi değildi, üzgündü ve korkuyordu. Bir canavarla evleneceğini biliyordu. Kendini kayalıktan aşağı attı. Ailesi dahil herkes onun öldüğünü düşünüyordu. Ama batı rüzgarı tanrısı Zefirus, onu yakalamıştı. Onu zarifçe Eros’un sarayına götürdü.
Psyche sarayı gördü, bir canavara ait olduğuna inanamadı. Güzel kokulu çiçekler, ferah ve lüks bir saray. Aklının alamayacağı mücevherler, zenginlik... Eros’un hizmetkarları yeni hanımlarına sıcak bir duş aldırdı, güzel ve tanrıçalara yaraşan ipeksi elbiseler giydirdi. Psyche hayatı boyunca erişemediği bir rahatı yaşamıştı. Kocasını merak ediyordu. Onun bir canavar olduğuna artık pek inandığı söylenemezdi. Hizmetkarları ona kocasının akşam geleceğini söyledi.
Psyche o gece hayatında görüp görebileceği en rahat yatağa götürüldü. Eros gece yarısı karanlıkta geldi. Psyche onu hiçbir şekilde göremiyordu. Eros ona selam verdiğinde Psyche bu nazik, hoş ses karşısında şaşırdı. Çünkü bu ses bir canavara değil, evrendeki en yakışıklı adama ait gibiydi. Psyche ona kim olduğunu sordu, ne yazık ki Eros hiçbir şekilde kimliğinden bahsetmedi. Ona aşık olduğundan bahsetti. Psyche güzelliği yüzünden kocasının ona aşık olduğunu düşündü ama Eros bu farklı bir sebepten onu seçmişti. Tüm o ilgiye rağmen, insanların ona tanrıça muamelesi göstermesine rağmen kibar ve iyi niyetli kalabilmişti. Tanrılara inanmaya devam edip kendini üstün görmemişti.
Eros ona dokundu. Eli fazla insancıldı, sıcaktı ve tanrılar kadar güçlüydü. Psyche’nin şüpheleri gittikçe artıyordu. Eros ona kimliğini asla açıklayamayacağını söyledi. Psyche ya onu yanlışlıkla görseydi diye merak etti. Bu pek mümkün değildi çünkü karanlık sadece küçük bir önlemdi. Eros aynı zamanda görünmezdi. Yalnızca uyurken görünmezliği bozuluyordu.
Eros ona çok iyi bir eş olacağını söyledi. Psyche canavar olduğunu düşündüğü bu adama bir aşk duymaya başladı. O gece Psyche kendini yeni eşine teslim etti. Bu canavarın sıcak insancıl dudakları, pürüzsüz bir bedeni vardı.
Bundan sonraki birkaç hafta Psyche için büyüleyici geçti. Kocası mükemmel bir erkekti, çok nazikti. Bir canavara yaraşmayan nezakete sahipti. Psyche onun bir canavar olmadığına emindi. Eşinin yüzüne dokunmuştu. İnsansı ve yakışıklı bir yüzdü.
Psyche için her şey mükemmeldi, bir şey hariç. Ailesini özlemişti. Kocasından izin istedi. Eros pek razı olmasa da çok sevdiği karısını kırmadı. Eros korkmuştu, o kötü niyetli ablalarından ‘’hamile’’ karısına bir zarar gelmesini istemiyordu. Zefirus ablalarını getirdi. Psyche ablaları tarafından pek bir iyi muamele görmemişti ama aile bağlarından kurtulmak pek kolay değildir. Ablalarını gördüğünde çağırdığı için biraz pişman olmuştu aslında. Ama arada kan bağı vardı. Onlara etrafı gezdirdi. Ablaları onca zenginliği görünce kocasının kim olduğunu sordu. Psyche bir yalan uydurdu.
Ablaları kardeşlerini çok kıskanmışlardı. Onun mutluluğunu bozmak için plan yaptılar. Psyche’yi ikna edeceklerdi, kocasının ona yasakladığı şeyi yapması için. Bir sonraki gelişlerinde tekrar kocasının kim olduğunu sordular. Psyche önceki söylediği yalanı unutmuştu, farklı bir şey söyledi. Ablaları durumu fırsat bilip sanki onu çok önemsiyorlarmışcasına ‘’Bizden bir şey mi saklıyorsun küçük kardeşimiz, bırak sana yardım edelim.’’ gibi tavırlarla onu kandırdılar. Psyche’nin içine şüphe düştü. Gece kocasına bakmaya karar verdi.
Eros uyuduğunda Psyche eline bir mum aldı. Kocasını gördü. Bu hayatında gördüğü en mükemmel erkekti hatta en güzel varlıktı. Psyche kocasının kanatlarını gördü. Devada yumuşak kanatlarının tek bir açıklaması vardı. Psyche kocasının Eros olduğunu anladı. Kocasına hayranlıkla bakarken eriyen mumdan bir parça Eros’un üzerine damladı. Eros uyandı ve önce pişmanlık ardından öfkeyle karısına baktı. Karısı ona güvenmemişti, inanmamıştı. Sinir ile pencereye uçtu. Psyche üzüntü ve pişmanlıkla Eros’u yakaladı. Eros uçup giderken Psyche aşağı düştü. Eros bir an iyi olup olmadığına bakmak için tereddüt etse de gitti.
Psyche hayatının hatasını yapmıştı. Kendisini affetirecekti ama önce intikam almalıydı. Önce büyük ablasını çağırdı ve kocası Eros’un onu terkettiğini, büyük ablasıyla evleneceğini söyledi. Büyük ablası bunu duyunca evlendiği yaşlı adamdan mutlulukla ayrıldı ve kendini Psyche gibi kayalıklardan aşağı attı. Ama Zefirus onu yakalamadı. Psyche diğer ablasına da aynı oyunu oynadı ve intikamını aldı.
Eros’u aradı, bakılabilecek her yere baktı ama bulamadı. Eros o sırada kendi sorunlarıyla uğraşıyordu. Afrodit’in öfkesinden kaçmalıydı. Fakat üzerine damlayan mumun bıraktığı yaranın acısı arttı. İhanetin ve gönül yarasının verdiği acıyla birleşip ruhunu emiyordu. Zayıf düşüyordu. Hasta gözüküyordu ki bir tanrının başına asla böyle bir şey gelmez. Afrodit öfkeye rağmen Eros’un bu halini fark etti. Gerçeği de biliyordu. Afrodit oğlunun bu durumuna katlanamadı, şifa tanrısı Apollo’yu çağırdı. O bile bu duruma bir çözüm bulamadı.
Diğer tanrıçalar Afrodit’e tavsiyelerde bulundular. Eros’un şifasının Psyche olabileceğini önerdiler ama Afrodit’in öfkesi gözünü kör etmişti. En büyük arzusu o ölümlü kızı öldürmekti. Psyche’yi aradı ama aramak pek ona göre değildi. Kızı bulamadı. Psyche o sırada hamile haliyle her yerde Eros’u arıyordu.
Psyche bir tapınağa gitti. Bu Demeter’in tapınağıydı. Demeter’den yardım istedi. Fakat Demeter ona yardım edemeyeceğini, Eros’u yalnız bulması gerektiğini söyledi.
Psyche yoluna devam etti. Bu sefer tanrıça Hera’nın tapınağını buldu. Fakat bu tapınak pek iyi durumda değildi. Psyche tapınağı temizledi, onardı. İşini bitirdiğinde Hera geldi. Psyche’nin bu davranışı onu tatmin etmişti. Hera ona yardımcı oldu. Psyche direkt olarak Afrodit’e gitmeliydi. Eros’a ancak öyle kavuşabilirdi.
Afrodit arayıp bulamadığı kızı karşısında görünce deliye dönmüştü. Ona zarar verdi. Hatta öldürecekti ama kızın hamile olduğunu görünce kendine engel oldu. Onu zindana attırttı. Psyche berbat haldeydi. Dayak yemişti. Fakat Afrodit onu öldürmeyecekti. Ayak işlerini yaptırtma kararı aldı. Fakat bu işler ölümlü bir kız için neredeyse imkansızdı.
Psyche inançlı biriydi, sadıktı. Artık bunun tohumlarını almasının vakti gelmişti. İlk görevi tahıllarla ilgiliydi, Demeter ona yardım etti. Afrodit görev tamamlanınca şaşırdı ve işin içinde hile olduğunu düşündü. Bu onu tatmin etmediği için farklı bir görev verdi. Bu sefer koyunlardan yün toplayacaktı. Fakat bunlar normal koyun değildi. Ölümcül yaratıklardı. Bu görevde Hera ona yardım etti. Afrodit yine tatmin olmadı. Sıradaki görev ise yüksek bir dağın tepesinden su getirmekti. Bu da bir ölümlü için imkansızdı ama Eros karısının kararlılığını görünce ona yardım etmek istedi. Kendisi yardım edecek durumda değildi. O yüzden Zeus’tan rica etti. Bu görev de bu şekilde bitti. Afrodit ondan kurtulamadığını fark etti ve bu sefer tam anlamıyla imkansız olduğunu düşündüğü bir görev verdi. Psyche yeraltı dünyasına gidip tanrıça Persephone’den güzellik kremi alacaktı. Yeraltı dünyasına giderken kocası ona kim olduğunu belli etmeden yardım etti. Psyche bir şekilde yeraltı dünyasına, tanrıça Persephone’ye ulaştı. Persephone durumu anlayınca Afrodit’in bu zavallı kızı kullandığını fark edip bir intikam almak istedi. Krem stiks nehrinin özüyle yapılmıştı. Yani pek de güzelleştirici sayılmazdı. Psyche kremi götürmeye koyuldu. Ama bir düşündü, berbat haldeydi. Kocasına kavuşsa bile onu bu halde sever miydi? Persephone onu uyarmıştı. Kremin kapağını asla açmamalıydı. Ama Psyche dayanamadı, kocasının onu çirkin görmesini istemiyordu. Kapağı açtı, fakat stiks nehrinin zehirli özü onun ölümlü ruhunu emmeye başladı.
Eros çok güçsüz durumdaydı. Yaşam özü neredeyse bitmişti. Fakat o sırada acı çeken karısının varlığını hissetti. Bitkinliğine rağmen uçtu, karısına ulaştı. Halini görünce ne olduğunu anladı. Karısını kucakladığı gibi Olimpos’a uçtu. Annesinin zavallı kıza daha fazla böyle davranmasına göz yumamazdı. Zeus’a gitti ve adalet istedi. Tanrıların kralına kucağında ölmek üzere olan bir kızla böyle gitmek cesaret isterdi ama Zeus bile aşktan korkuyordu. Sorunu öğrenip yardımcı olmak istedi.
Psyche ölüyordu. Pek bir çözüm yolu yoktu. Olimpos tanrıçaları ortak bir fikir yürüttüler ve çözümün kızı bir ölümsüze yanı tanrıçaya çevirmek olduğunu düşündüler. Afrodit’in itirazlarına rağmen bu karar gerçekleştirildi.
Psyche bir süre sonra doğurdu. Kızlarının adını Hedone koydular. Yani zevk. Psyche ise insan ruhunun tanrıçası olmuştu. Aşk ve ruhun birleşimi zevki açığa çıkarmıştı.
