Sarsılmazlar(Part3)

Diggo

Ağaç Yumruklayıcı
Mesajlar
35
En iyi cevaplar
0
Beğeniler
9
Puanları
60
Ruh hali
Dhor masasında oturmuş akşam yemeği esnasında şarabını yudumluyordu babasıda karşısında ona övgüler arz ediyordu, yemekler yenip içkiler birbirine tokuşturulurken yanındaki adamlarında bayram havası vardı çünkü o tehdit ettikleri esnafa güveniyorlardı hatta 2 mezar dahi kazmışlardı ve haber geldi içeri giren cılız ve saçı olmayan kendi kendine yetemeyen adam korkmuşa benziyordu bu o esnafdı
-Ha! İşte bizim kolpacıda bu*Haha:D neaptın öldürdünmü o iki bit yavrusunu!
+Efendim ne öldürmesi*titreyerek* adamlar benim evveliyatımı sütüme karıştırdılar peşimdede 2 asker vardı gebertmeye çalıştım beni döverken senin adamlar tanıdı beni Tanrı'nın lütfu kurtuldum
-Vay beceriksiz! zaten tipinde anlamalıydım Off neyse dua et seni babam buldu sana 1 şans daha veriyorum Duka ne yapacağın veya nasıl yapacağın pek umrumda değil peşinede hadi 2 adam verdim o pislikleri öldür!

Komutan öldürün emri verdiğinde 2 kardeş korkuyla oturdukları sokak köşesınden kalkıp kılıçlarını çektiler ve 5 asker üstlerine çullandı Ayaz ve Ringow kılıçlarını ve kılıçlarını ustalıkla savurmaya başladılar onlar hernekadar hain bir komutana bağlı olsada devletin askerleriydi öldürmek olmazdı Ayaz yine herzamanki gibi sinsi bir ufak plan kurdu kafasında bıyığının altından gülerekten cebinde sakladığı ufak şişeyi çıkardı içinde kırmızı bir toz vardı ve askerler daha kendilerine 1 metre yaklaşamamışken ortalığa savurdu ve tüm askerler acı içinde bağırarak yere yığıldı Komutanın gözündeki güven dolu bakışlar yerini korkuya ve hayrete bırakmıştı geri geri çekilirken en sonunda kaçmaya başlamıştı ama sırtında Ayaz'ın ufak ama acıdan süründüren elmas kılıcını hissetti ve gözlerini faltaşı gibi sonuna kadar açarak birşeyler mırıldandı ve acı içinde can verdi bu olayların olduğu yer kuytu bir sokak çıkmazı olmasına rağmen halktan 2 3 kişi toplaştı ve 2 kardeşe lanet okumaya başladı ve 2 Yiğit oradan hızla uzaklaştı ve kılıçlarını hızlıca kınına soktu
+Kardeşş başımıza büyük bela aldık aldık aldık olamazz!
-Ben dedim sana sesli konuşma diye bak işte daha Dhor'un yüzünü göremeden kendimize güçlü bir düşman kazandık Imparator!
+Güçlüde olsa düşman ey dost eskiden kan kardeş olurken düşmandan kaçarsak korkuya kapılırsak kanımız kurusun dememişmiydik yurdumuz doğup büyüdüğümüz çocukluğumuzun hatıralarımızın akıp gittiği bu sokaklardan devlet için ayrılmak vakti gelip çatmıştır kendimize ne var ne yok ufak bir ordu toplayıp bu Imparator bozuntusunu indirip dahada sonra Dhow denilen gava* tı halletmemiz lazım

Aralarında bu sözler dökülürken sokağın karşı tarafında cılız ihtiyar ve arkasında 2 asker belirdi
-La bu bizim ihtiyar değilmi
-*Bağırarak* noldu ihtiyar canın dayakmı istiyor gene!?
+Gelin buraya Dhor'un adaletinde kaçamazsınız!
Vay hain diye mırıldanarak kılıcını çekti Ringow ufak çaplı bir çarpışmadan sonra o Duka'nın çok güvendiği 2 asker kendini yerlerde buldu ve en sonunda Ringow elmas kılıcını alıp öyle bir gürleyip vurduki Ihtiyarın elmas seti paramparça tuzla buz oldu ve kıvranarak öldü bu olayların olduğu saatde sabaha karşı 4 5 gibi olmasına rağmen uzaklardan askerlerin sesleri geliyordu
-Lan peşimize düştüler Ringow gel buraya gel gel şehrin kapısından gerekirse nöbetçileri bertaraf ederek çıkacağız
2 Inzibat hızlıca hiç olmadıkları bir korkuyla kaplanıp şehrin aşina olup belkide 50 kere geçtiği sokaklardan koşmaya başladılar uzun ve yorucu kan ter içinde geçen bir koşu yolculuğu sayesinde devasa ulukapı denilen o taşi kapı çıktı karşılarına önünde 4 asker vardı
-Şşt durun bakayım bu kapıdan herkes öyle kolay çıkamaz kimsiniz Imparator belgeniz varmı
+*2 Kardeş birbirine gülerek baktı ve kılıcını çekti* var Imparatordan iyi bir iznimiz var bak hatta sapıda var gösterelim istersen *Kılıcı askerin boynuna savurup öldürür*
Geri kalan 3 asker telaşla koşup başına çullandılar lakin boğazlarından geçen kılıç darbeleri onları yerin soğuk zeminine yatırdı umulmadık bir anda kapı açılmıştı ardından beyaz kıyafetli sakallı bir yaşlı *gel gel gel* diyordu :D
-Noluyo la bu kim
+Valla kardeş bilmem ama tipine bakınca pek tekin gözükmüyor.
İki kardeş kapıdan dışarı çıktılar ve yaşlı adamın karşısına dikildiler
-Ihtiyar kimsin sen
+La manyakmısınız ne dikiliyonuz kazık gibi kaçın askerler geliyor
Ihtiyar ve 2 kardeş hızlıca ormanın içinde kayıplara karıştı
Ufak bir orman çaıklığında duruverdi ekip
-*tekrardan sorar* Ihtiyar kimsin kimsin neden yardım ettin bize!
+Ben Ilvyia
-Ne! yoksa senmi prensim *hizaya gelir 2 kardeş*
-Peki neden neden yardım ettiniz zahmet ettiniz bize
+Yıllar önce gasp edilen tahtımı isterim dostlar tahtımı elimden alınan kendi büyüdüğüm sarayımdan kovulduğum o aldatıcı tahtı o özür dilerim kardeşimi bertaraf edip hakettiğim tahtımı almak için bende para var hemde çok size yardım edeceğim..! Bir şartım var
*2 Kardş aynı anda nE diye sordu*
+Tahta ben geçeceğim şüphesizki sizde benim en iyi komutanlarım olacaksınız*.
-Ayaz atılır* bizimde var bir şartımız prensim
+Neymiş o?
-Dhor denilen halkı gaspeden ülkede büyük bir ağ kuran bir sülük gibi esnafımızı emen o pisliğe haddini bildireceğiz!!
SON


(DOSTLAR BİLİYORUM BU BÖLÜMLER DURGUN AMA GELECEK BÖLÜM BİRAZ DAHA HAREKETLİLİK OLACAK HAKKINIZI HELAL EDİN)
 


Exkaar

YASAKLANDI
Mesajlar
613
En iyi cevaplar
35
Beğeniler
566
Puanları
1,905
Araya biraz Türk sözcükleri katmak olmamış, biraz daha ilgi çekici olabilir.
 

Melihoper

mc.TurkLion.net
Mesajlar
395
En iyi cevaplar
4
Beğeniler
191
Puanları
490
Ruh hali
Hikaye güzel ilerliyor devamını bekliyoruz...
 

Üst