- Mesajlar
- 410
- En iyi cevaplar
- 1
- Beğeniler
- 427
- Puanları
- 760
Hepinize merhabalar,
Bugün sizlere geçmişte yaşadığım ufak olayı biraz çevirerek ama aslında gerçekleriyle anlatacağım. Umarım Güzel Olmuştur.
9.Sınıfaydım o zamanlar, lisenin ilk vakitleri. Teog mağdurlarındandık biz, benim sınavımda kötü geçmişti aslında.
Ailemin baskısı Teogda da başarısız oldun lisede bari başarılı ol diyip fazlasıyla ders çalış demekti.
Öyle kısıtlamazlardı telefonumu, bilgisayarımı, yemeğimi, içeceğimi, dışarıya çıktığım vaktimi ve dahil diğer özgürlüklerimi.
9.Sınıfın ilk sınavına girecektim, sınav matematik sınavıydı. Tabi bende acemiydim. Konulara çalışmayıp günümün yarısı oyun oynayıp, dışarıda gezmekle geçiyordu. Sınav açıklandığında hocamız ;
matematik Öğretmeni : Ayberk 22. Demişti.
22'yi duyunca tabi bende saçma bir sırıtma ve gereksiz bir gülme vardı, çünkü üzülüyordum ama arkadaşlarım gülerken bende gülmek istiyordum. Aileme bunu 1.5 hafta diyemedim, açıklanmadı, açıklanmadı ve tekrar açıklanmadı...
Yaklaşık 2 hafta olduğunda ailem okuldan 22 aldığımı öğrenmiş ve babamın bana dediği cümle ise ;
Babam : Oğlum, yapmayacaksan sanayide işin hazır. Boşuna beni yorma, yapacağın iş için çalış dedi.
O Gece kelime anlamıyla hüngür hüngür ağlamıştım, ben ağladıkça odamın duvarları bana karşı tepki verircesine karşımda duruyordu. Ben ağladıkça oturduğum yastık bana tepki veriyor gibi duruyordu sanki. Kitaplar, kalemler, kalbim ve benliğim bana düşman olmuştu sanki. Babam öyle dediğinde kalbim cız etmişti, kendimi aşağılık bir insan olarak görüp duruyordum
1 - 2 gün geçtiğinde ise kendime bir söz verdim, matematik sınavına adam gibi çalışıcam. Çalıştığımı aileme göstericem ve eğer yapamazsam babamın dediği yola başvurucam diye. Hepiniz bilirsiniz, Antremanlarla matematik kelimenin gerçek anlamıyla vasatın üstü olan öğrenciler için yazılmış çok güzel bir kitaptı. 22 Türk Lirası verip onu almıştım. Hayatım boyunca bitirdiğim ilk kitap oydu açıkcası, 2. sınavlara kadar her gece 12-1 arasında 1 saat soru çözüyordum. Ben çözdükçe derslere olan katılımlarım artıyor ben bile mutlu oluyordum. Sınav günü arkadaşlarım kopya ver diye yalvarıyordu tabiiki. Ben ise heyecandan dönüp duruyordum...
Hoca sınıfa girdi ve matematik sınav kağıtlarını dağıttı. Sınav kağıdında tam 10 soru vardı önde 5 arkada 5 soru. 1 Ders süresinin yarısı bile olmamıştı dahaca, 20.dakikada 10 soruyu hızlıca yapıp arkama bile bakmadan çektim gittim sınavdan. Öğretmenimiz bana doğru yine yapamadın aylak herif diyor gibi duruyordu. Ben ise yaptığıma inanıp çıkmıştım erkenden.
Tenefüste hocamıza bunu söylediğimde ise kontrol edeceğini söyleyip beni sınıfa yolladı.
Geri sınıfa geldiğinde bana dediği cümle şuydu :
matematik Öğretmeni : Ayberk, bu okulda 3.senem ve matematikten kimseye 100 vermemiştim. Başarıların devamını dilerim diyerek sınav kağıdının kopyasını sınıfımızın kapısına yapıştırmıştı.
Sınav kağıdının bir kopyası bende hala vardır.
Unutmayalım arkadaşlar, çalışmak veyatta çok çalışmak sizi başarıya götürmez. İnanmanız ve yapmayı istemeniz önemlidir.
Bu işte 12 saat gününü derse veren biri değil, 1 saat verimli veren kişinin başarılı olacağını bilmelisiniz.
İyi forumlar, forumdaşlar.
Bugün sizlere geçmişte yaşadığım ufak olayı biraz çevirerek ama aslında gerçekleriyle anlatacağım. Umarım Güzel Olmuştur.
9.Sınıfaydım o zamanlar, lisenin ilk vakitleri. Teog mağdurlarındandık biz, benim sınavımda kötü geçmişti aslında.
Ailemin baskısı Teogda da başarısız oldun lisede bari başarılı ol diyip fazlasıyla ders çalış demekti.
Öyle kısıtlamazlardı telefonumu, bilgisayarımı, yemeğimi, içeceğimi, dışarıya çıktığım vaktimi ve dahil diğer özgürlüklerimi.
9.Sınıfın ilk sınavına girecektim, sınav matematik sınavıydı. Tabi bende acemiydim. Konulara çalışmayıp günümün yarısı oyun oynayıp, dışarıda gezmekle geçiyordu. Sınav açıklandığında hocamız ;
matematik Öğretmeni : Ayberk 22. Demişti.
22'yi duyunca tabi bende saçma bir sırıtma ve gereksiz bir gülme vardı, çünkü üzülüyordum ama arkadaşlarım gülerken bende gülmek istiyordum. Aileme bunu 1.5 hafta diyemedim, açıklanmadı, açıklanmadı ve tekrar açıklanmadı...
Yaklaşık 2 hafta olduğunda ailem okuldan 22 aldığımı öğrenmiş ve babamın bana dediği cümle ise ;
Babam : Oğlum, yapmayacaksan sanayide işin hazır. Boşuna beni yorma, yapacağın iş için çalış dedi.
O Gece kelime anlamıyla hüngür hüngür ağlamıştım, ben ağladıkça odamın duvarları bana karşı tepki verircesine karşımda duruyordu. Ben ağladıkça oturduğum yastık bana tepki veriyor gibi duruyordu sanki. Kitaplar, kalemler, kalbim ve benliğim bana düşman olmuştu sanki. Babam öyle dediğinde kalbim cız etmişti, kendimi aşağılık bir insan olarak görüp duruyordum
1 - 2 gün geçtiğinde ise kendime bir söz verdim, matematik sınavına adam gibi çalışıcam. Çalıştığımı aileme göstericem ve eğer yapamazsam babamın dediği yola başvurucam diye. Hepiniz bilirsiniz, Antremanlarla matematik kelimenin gerçek anlamıyla vasatın üstü olan öğrenciler için yazılmış çok güzel bir kitaptı. 22 Türk Lirası verip onu almıştım. Hayatım boyunca bitirdiğim ilk kitap oydu açıkcası, 2. sınavlara kadar her gece 12-1 arasında 1 saat soru çözüyordum. Ben çözdükçe derslere olan katılımlarım artıyor ben bile mutlu oluyordum. Sınav günü arkadaşlarım kopya ver diye yalvarıyordu tabiiki. Ben ise heyecandan dönüp duruyordum...
Hoca sınıfa girdi ve matematik sınav kağıtlarını dağıttı. Sınav kağıdında tam 10 soru vardı önde 5 arkada 5 soru. 1 Ders süresinin yarısı bile olmamıştı dahaca, 20.dakikada 10 soruyu hızlıca yapıp arkama bile bakmadan çektim gittim sınavdan. Öğretmenimiz bana doğru yine yapamadın aylak herif diyor gibi duruyordu. Ben ise yaptığıma inanıp çıkmıştım erkenden.
Tenefüste hocamıza bunu söylediğimde ise kontrol edeceğini söyleyip beni sınıfa yolladı.
Geri sınıfa geldiğinde bana dediği cümle şuydu :
matematik Öğretmeni : Ayberk, bu okulda 3.senem ve matematikten kimseye 100 vermemiştim. Başarıların devamını dilerim diyerek sınav kağıdının kopyasını sınıfımızın kapısına yapıştırmıştı.
Sınav kağıdının bir kopyası bende hala vardır.
Unutmayalım arkadaşlar, çalışmak veyatta çok çalışmak sizi başarıya götürmez. İnanmanız ve yapmayı istemeniz önemlidir.
Bu işte 12 saat gününü derse veren biri değil, 1 saat verimli veren kişinin başarılı olacağını bilmelisiniz.
İyi forumlar, forumdaşlar.